“`html
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın örgüte silah bırakma çağrısı ile ilgili sürece dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Ekmen, bu sürecin Türkiye’nin siyasi hayatında önemli gelişmelere öncülük edeceğini, terörün sona ermesiyle demokratik siyasi hayatın güçleneceğini vurguladı. Bu bağlamda, Öcalan’ın devlete vekalet bıraktığını iddia eden Ekmen, 2023 Temmuz’undan bu yana ABD ve İngiltere’nin içinde bulunduğu bir sürecin Kandil, Suriye ve İmralı’da yürütüldüğünü belirtti. Ekmen, sürecin kamuoyuna nasıl sunulacağı konusunda bir iletişim modeline karar verildiğini ifade ederek, ‘Bu iş Bahçeli olmadan olmaz’ yaklaşımının öne çıktığını belirtti.
Ekmen, Erdoğan ve Bahçeli’nin bu süreçte pazarlık olmadığını söylemelerine rağmen aslında birçok konuşmada demokratikleşme üzerine ifade edilenlerin boşuna olmadığını düşündüğünü ifade etti. Örgütün feshedilmesi durumunda, güçlü mesajlar verileceğinin altını çizen Ekmen, Türkiye’nin hukuksuzluğa doğru kaydığını iddia etti. Hukuk düzeninin artık bir lütuf düzenine dönüştüğünü savunan Ekmen, bu süreçte bir bireyin hukuk sisteminde ne kadar zayıf durumda olduğunu ve bununla birlikte devlete merhamet duygusu ile yaklaşmanın sonuçlarını anlattı.
Ekmen, boykot hakkının Anayasa ve uluslararası belgelerde yer alan siyasetin bir tepkisi olduğunu belirtti. Boykotun, tarih boyunca paradigmayı değiştiren bir yöntem olduğunu söyleyen Ekmen, özellikle son on yılda toplumun hukuk yoluyla dizayn edilmesi ve yaşanan ekonomik çöküşün etkileriyle karşı karşıya kalındığını vurguladı. Medya boykotunun sebebini tek tip medya yönetimi üzerinden açıklayan Ekmen, bunun geniş kitlelerden kabul gördüğünü ancak toplumsal enerjinin yönetilmesinin önemine değindi. Aksi takdirde, bu enerjinin marjinal grupların kontrolüne geçmesinin Türkiye için olumsuz sonuçlar doğurabileceğini belirtti.
Buna ek olarak, Ekmen, muhalefetin toplumdaki meşruiyet algısını zedelemeden bu durumu yönetmesi gerektiğini ifade etti. Boykot çağrılarının kriminalize edilmesinin yanlış olduğunu savunan Ekmen, geçmişte de benzer markaların boykot edildiğini hatırlattı. Örneğin, bazı ürünlerin yıllarca boykot edildiği ve bu boykotların ekonomik sonuçlar doğurduğu anlatıldı.
Ekmen, iktidarın boykot çağrılarına karşı dikkatli olması gerektiğini belirtti ve bunun sonucunda ortaya çıkacak katılım seviyesine göre iktidarın ve muhalefetin kendi yanlışlarını değerlendirmesi gerektiğini ifade etti. AK Parti’nin durumunu, sivil ve sosyal zeminlerden koparak devlet aygıtının bir parçası haline gelmesi ile değerlendiren Ekmen, vatandaşların hukuk güvenliği talep etmesinin önemini vurguladı. Yargının bir silah gibi kullanılmaması gerektiğini, bu durumun sadece iktidar için değil, tüm toplum için geçerli olduğunu söyledi.
Son olarak, sosyal ve hukuksal yapıdaki adaletsizlikler karşısında toplumun hak arayışlarının önemli olduğuna dikkat çeken Ekmen, bu konularda iktidarın alması gereken dersler olduğunu belirtti. Toplumun adalete olan inancının yeniden tesis edilmesi gerektiğini ifade etti.
“`