“`html
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) nezdinde yazılı bir soru önergesi sunan milletvekili Rızvanoğlu, Mogan Gölü ve çevresinde planlanan kömür madeni işletmesiyle ilgili endişelerini dile getirdi. Önergede, bakanlığın projeye dair verdiği “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir” kararının arkasındaki bilimsel ve teknik gerekçelerin sorgulandığı ifade edildi. Rızvanoğlu, Mogan Gölü’nün su rejimi ile bölgedeki tarım ve hayvancılığı üzerindeki etkilerin yeterince değerlendirilmediğini belirtti.
Özellikle proje sahasının Mogan Gölü’nün su toplama havzasında yer alması ve bölgedeki tarım ve hayvancılık faaliyetleri için kritik olan mera ve ekili alanları kapsaması, kararın tartışmalı hale gelmesine neden olmaktadır. Rızvanoğlu, “Mogan ve Eymir Gölleri’nin ekolojik dengesi hayati öneme sahiptir,” diyerek bu göllerin korunmasına yönelik bilimsel bir yaklaşımın gerektiğinin altını çizdi.
Önergede, projenin ÇED sürecinden kaçınmak amacıyla bilerek daha küçük bir alan üzerinden izin alındığı vurgulandı. Proje alanının 1100 hektar olmasına karşın, bu alanın 24,93 hektara düşürülmesi, Rızvanoğlu’nun dikkat çektiği bir başka husus oldu. Geçmişte, 2021 yılında 150 hektarlık bir alan için başlatılan ÇED sürecinin, ASKİ’nin, projenin Kırıklı Köyü’nün içme ve kullanma suyuna zarar vereceği yönündeki olumsuz görüşü sebebiyle iptal edildiği hatırlatıldı. Ancak alanın küçültülmesiyle birlikte, “ÇED Gerekli Değildir” kararı alınması, süreçteki şüpheleri artırdı.
Rızvanoğlu, yeni açılacak kömür madeninin yaratacağı kümülatif etkilerin yeterince değerlendirilmediğini de vurguladı. Bölgedeki mevcut bir kömür madeninin varlığına atıfta bulunarak, sunulan hidrojeolojik raporun yalnızca Kırıklı Mahallesi’nin içme suyuna odaklandığını, bu nedenle Mogan ve Eymir Göllerini besleyen yeraltı su kaynakları üzerindeki etkilerin göz ardı edildiğini kaydetti. Proje alanının, Mogan ve Eymir Gölü’nü besleyen Çölova (İmrahor) Deresi’nin su toplama havzasında yer aldığını belirterek, hidrojeolojik etkilerin yeterince incelenmediğini ifade etti.
Önergede ayrıca, proje tanıtım dosyasında bilimsel eksiklikler ve yanlış bilgiler bulunduğuna dikkat çekildi. Rızvanoğlu, madencilik faaliyeti için verilen NACE kodunun yanlış olduğunu, bölgedeki rezervin taş kömürü değil linyit olduğunu belirtmesine rağmen dosyada “Taş Kömürü Madenciliği” olarak belirtilen hatalı bilgilerin, başvuru dosyasının bilimsel doğruluğu konusunda soru işaretleri yarattığını ifade etti. Milletvekili Evrim Rızvanoğlu, önergesinde Bakan Kurum’a bir dizi soru yöneltti.
Rızvanoğlu’nun önergesindeki sorular arasında, “Ankara Valiliği tarafından ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı verilmesine dayanak teşkil eden bilimsel ve teknik çalışmalar nelerdir?” gibi kritik başlıklar yer aldı. Aynı zamanda ÇED sürecinden kaçınmak amacıyla proje alanının küçültülmesinin nasıl değerlendirildiği ve bu yöntemlerin benzer çevresel projeler için emsal teşkil etmemesi adına bir düzenleme yapılıp yapılmayacağı da merak edilen konular arasında.
Daha fazla soru yönelten Rızvanoğlu, projenin etkilerinin değerlendirilip değerlendirilmeyeceğini, Mogan ve Eymir Göllerinin su rejimi üzerindeki etkilerin incelenip incelenmeyeceğini de sordu. Ayrıca mevcut bir kömür madeni sahasında yeni bir maden açılmasının kümülatif çevresel etkilerinin neden değerlendirilmediğine dair sorular da sordu. Son olarak, proje tanıtım dosyasındaki yanlış bilgilerin Bakanlık tarafından nasıl değerlendirildiği de merak edilen konulardan biri oldu.
Rızvanoğlu’nun, projenin ardından oluşabilecek hava kirliliği, su kirliliği ve karbon emisyonları gibi konuları ele alması, hem bölgedeki ekosistemlerin korunmasına hem de tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin sürdürülebilirliğine yönelik önemli bir adım olarak değerlendirildi. Ayrıca, bu süreçte Ankara’nın içme suyu kaynaklarının korunması ve kentsel ekosistemlerin sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından nasıl bir yol izleneceği de Bakanlık tarafından takip edilecektir.
“`