Muzaffer Oruçoğlu’nun Sanat Sergisi
Çankaya Belediyesi Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde, Abidin Dino Sergi Salonu’nda 25 Aralık Çarşamba günü saat 18:00’de açılacak olan sergi, emekçi kadınlar ile Türk ve yabancı yazarlardan bazı önemli portreleri kapsıyor. Bu sergi, ziyaretçilere anlam dolu bir sanat deneyimi sunmayı hedefliyor.
Serinin başında Muzaffer Oruçoğlu, bu serginin insanlığın savaşla tehdit edildiği bir dönemde, hem kafa hem de kol emeğinin içtenliğini ve iyimserliğini yansıttığını ifade ediyor. Oruçoğlu’nun eserleri, ele aldığı temalar ve sanat tarzı açısından oldukça dikkat çekici ve anlamlıdır. Sergide yer alan tablolar, ressamın tuval veya karton üzerinde kullandığı farklı tekniklerin yarı-soyut bir stil içerisinde biçimlendiğini gösteriyor.
Sergi, 5 Ocak Pazar gününe kadar ziyaret edilebilecek. Sanatseverler, bu süre zarfında Oruçoğlu’nun etkileyici eserlerini görme fırsatını yakalayacaklar. Sanatçı, eserlerinde yalnızca görselliği değil, aynı zamanda derin bir anlam barındırarak izleyicileri düşündürmeyi amaçlıyor.
Muzaffer Oruçoğlu Kimdir?
Muzaffer Oruçoğlu, sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda bir yazar, ressam ve heykeltıraş olarak bilinen bir figürdür. 18 Mart 1947’de Kars’ın Göle kazasına bağlı Büyük Zavot köyünde doğmuş, eğitim hayatına komşu köylerde devam ederek Kars’ta tamamlamıştır. Kars Orta Okulu’nu bitirdikten sonra öğretmenlik eğitimi için Rize Öğretmen Okulu’na, ardından İstanbul Çapa Yüksek Öğretmen Okulu’na geçmiştir. Kısa bir süre sonra Fen Fakültesi Matematik Astronomi bölümüne girmiştir.
Oruçoğlu, 1967 yılında Amerikan 6. Filosuna karşı yaptığı yayın ve politik bir duruşu nedeniyle Çapa Yüksek Öğretmen Okulu’ndan atıldı. Öğrenci hareketlerine katılmasıyla birlikte, 1969 yılında Değirmen Köyü’ndeki toprak işgaline katılmış ve tutuklanarak Silivri cezaevine konulmuştur. 1972 yılında TKP(M-L) kurucuları arasında yer alarak, 1973’te İstanbul’da yakalanıp ömür boyu hapse mahkum edilmiştir. Tutsaklık sürecini edebiyat ile iç içe geçirerek şiir ve roman yazarak değerlendirmiştir.
Tutukluluk yıllarının ardından, askerlik görevini yaptıktan sadece 40 gün sonra, Mayıs 1986’da firar ederek Yunanistan’a kaçar. Buradan Fransa’ya iltica ettikten sonra sanatıyla yeniden buluşmuş ve roman yazmaya ve resim yapmaya devam etmiştir. Oruçoğlu, çeşitli politik ve edebiyat dergilerinde makaleleriyle de tanınmaktadır. 1988 yılında evlenerek Avustralya’ya yerleşen sanatçı, burada iki yıllık resim ve heykel kolejini bitirip, Royal Melbourne Teknoloji Enstitüsü’ne bağlı Public Art bölümünde üç yıl eğitim almıştır.
Muzaffer Oruçoğlu, bugüne kadar toplamda altı ülkede yetmişe yakın kişisel resim sergisi açmıştır. Ayrıca roman, şiir, masal ve siyasal tarih konularında toplam 44 kitabı yayımlanmıştır. 2011 yılında Abdullah Baştürk işçi edebiyat ödülü, Grizu 4 adlı dört ciltlik romanıyla kendisine verilmiştir.