Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü (SIPRI), 2025 yılına ait raporunu yayınlayarak dünya genelinde güvenlik durumuna dair endişe verici bulgulara ışık tuttu.
Raporda belirtilene göre, Ocak 2025 itibarıyla dünya üzerindeki toplam nükleer silah sayısı 12 bin 241’e ulaştı. Bu cephaneliğin yaklaşık yüzde 90’ı ise Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri’ne ait.
Bir diğer dikkat çekici durum ise yıllardır devam eden nükleer cephaneliklerin küçülme eğiliminin sona ermesi; pek çok ülkenin nükleer silahlarını modernize etme, artırma ve konuşlandırma hızı belirgin bir şekilde artmış durumda.
SIPRI, bu gelişmelerin siber uzay, dış uzay ve yapay zeka gibi alanlarda yeni bir yüksek teknoloji silahlanma yarışının başlamasına zemin hazırlayacağını vurguladı.
SIPRI Direktörü Dan Smith, “Faaliyette olan nükleer savaş başlıklarının sayısı artmaya başlıyor.” diyerek bu durumun ciddiyetine dikkat çekti.
‘KIYAMET SENARYOLARI’: YAPAY ZEKA VE NÜKLEER SİLAH TEHDİDİ
SIPRI’nin 2025 raporu, yalnızca sayılara odaklanmanın ötesine geçerek nükleer silah komuta sistemlerindeki yapay zekanın artan rolüne dair önemli bir tehlike işareti sunuyor.
Rapor, fırlatma kararlarında otomasyon olasılığı ile ilgili ciddi endişeleri gündeme getiriyor. Direktör Dan Smith, bu konudaki kaygısını şu sözlerle ifade etti: “Eğer nükleer silahların fırlatılması kararı tamamen yapay zekaya bırakılırsa, gerçek kıyamet senaryolarına yaklaşmış oluruz.”
Bu uyarı, yapay zeka kontrolüne geçiş yapılmasının, insanlık için geri dönülemez bir felaketin habercisi olabileceğini ortaya koyuyor.
KÜRESEL NÜKLEER SİLAH STOKLARININ DURUMU
Ocak 2025 itibarıyla toplam 12 bin 241 nükleer savaş başlığının büyük bir kısmı, Rusya’nın yaklaşık 4 bin 380 ve ABD’nin 3 bin 708 adet silahıyla kaydedilmektedir.
Bu devasa silah stoklarının ardından, son iki yıl içinde cephaneliğine 100 yeni başlık ekleyerek toplam sayısını yaklaşık 600’e çıkaran Çin yer alıyor ve bu stokun 2032 yılına kadar 1.000’e ulaşması bekleniyor.
Dünya üzerindeki diğer nükleer güçlerin silah sayıları ise şu şekilde sıralanıyor: Fransa (~290), İngiltere (~225), Hindistan (~180), Pakistan (~170), İsrail (~90) ve Kuzey Kore (~50).
Toplam stoktan, 9 bin 614 savaş başlığı potansiyel kullanım için askeri stoklarda tutulurken, yaklaşık 2 bin 100’ü (çoğunluğu yine Rusya ve ABD tarafından) yüksek alarm seviyesindeki balistik füzelere konuşlandırılmış durumdadır.
SIPRI, ayrıca Çin’in barış zamanında füzelere savaş başlıkları yerleştirebileceği ve bunun bir ilk olduğunu da vurguladı.
YENİ BİR SİLAHLANMA YARIŞI
SIPRI, gelecekteki nükleer silahlanma yarışının yalnızca sayı ile sınırlı kalmayacağına dair uyarılar da yapıyor.
Bu yeni yarışın, siber uzayda, dış uzayda ve giderek yapay zeka destekli teknolojilerle sürdürüleceği öngörülmektedir.
Enstitü, nükleer modernizasyon ve dijital sistem entegrasyonunun, yetersiz uluslararası denetim ve şeffaflık altında hızla ilerlediğine dikkat çekiyor. Bu durum, yanlış hesaplamalar ya da teknik arızalar sonucunda bir nükleer çatışma riskini artırıyor.
ACİL EYLEM ÇAĞRISI
Jeopolitik gerginliklerin arttığı ve yeni teknolojilerin nükleer sistemleri daha karmaşık ve savunmasız hale getirdiği bu dönemde, SIPRI, dünyada acilen iş birliği, şeffaflık ve silah kontrolü görüşmeleri için çağrıda bulunmaktadır.
Direktör Dan Smith, “Jeopolitik açısından özellikle tehlikeli ve istikrarsız bir dönemde yeni bir nükleer silahlanma yarışının uyarı işaretlerini görüyoruz.” diyerek durumun aciliyetini bir kez daha vurgulamıştır.
Raporda sunulan veriler ve yapılan uyarılar, dünya liderlerinin nükleer silahların kontrolü ve yapay zekanın askeri kullanımı konularında sorumlu adımlar atmaları gerektiğinin altını çizmektedir.