Victor Osimhen, eski kulübü Napoli ve Arjantinli futbol efsanesi Diego Armando Maradona’nın oradaki etkisi hakkında dikkat çekici açıklamalarda bulundu. 26 yaşındaki yıldız, Maradona’nın Napoli’deki konumuna vurgu yaparak, “Maradona, Napoli’de adeta bir yarı tanrı gibi, çok büyük bir figür. Orada kimse Maradona’yı geçemez, boşuna uğraşırsın. Onlara 5 Şampiyonlar Ligi veya 10 Scudetto (İtalya Ligi şampiyonluğu) kazandırabilirsin, ne kazanırsan kazan, Maradona’yı geçemezsin. Onun yaptıklarını yapmak imkansız çünkü kulübü tek başına zirveye taşıdı” ifadelerinde bulundu. Bu sözler, Maradona’nın Napoli tarihindeki eşsiz konumunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Osimhen, Napoli’deki günlerinde Hviça Kvaratshelia ve Dries Mertens ile olan dostluğuna da değindi. Özellikle Kvaratshelia’nın Paris Saint-Germain’e transfer olma ihtimaline vurgu yapan Osimhen, “Kvara’ya Paris’e gitmesini söyledim. Ona bunu hak ettiğini ve tadını çıkarmasını söyledim” diyerek, arkadaşını teşvik ettiğini belirtti. Ayrıca, Dries Mertens ile olan uyumunu geliştirmek için zaman gerektiğinin altını çizen Osimhen, “Henüz tam ritmimi bulamadım ve bana verdiği bazı paslara koşamadım. Napoli’deyken o toplara hep giderdim. Onunla uyum sağlamak için zaman lazım. Ama sahada birlikte oynamaktan en keyif aldığım oyunculardan biri” şeklinde konuştu.
Galatasaray’a transferinde teknik direktör Okan Buruk ile yaptığı görüşmenin kararında etkili olduğunu ifade eden Osimhen, “Hoca beni arayıp eğer gelmemi isterlerse bunun mümkün olup olmadığını sordu. Ona projeyi sordum ve bana projeden bahsetti. Daha para konusuna bile gelmemiştik. Onunla konuşurken, onun oyuna olan tutkusunu gördüm. Çünkü o da bu kulüp için oynamış ve burada başarılar kazanmış biri. Bana kulüpten, taraftarlardan, her şeyden bahsetti. Okan Buruk’la konuştukça ilgim daha da arttı. İlk konuşmamızdan 7 saat sonra ‘Bu işi yapalım’ dedim” ifadeleriyle transfer sürecinin heyecanını paylaştı.
Türkiye’deki yaşam kültürüne de alıştığını belirten Nijeryalı futbolcu, “Buraya gelince alıştım. Sürekli çay demleniyor. Ailem de alıştı. Sürekli çay içiyorum. Gerçekten çok beğendim” diyerek çaya olan sevgisini dile getirdi. Bu durum, Türk kültürüyle olan kaynaşmasını göstermektedir.
Osimhen, Galatasaray’da kendini evinde hissettiğini vurgulayarak, “Soyunma odasına girdiğim andan itibaren şunu düşündüm; ‘Burası bana her yerden daha çok evim gibi hissettiriyor'” şeklinde duygularını paylaştı. Kendisi için en önemli hedeflerin Süper Lig’de şampiyonluk olduğunu ifade eden Osimhen, “Onlar (Galatasaraylılar) için arka arkaya şampiyon olmak önemli. Benim için en önemlisi Galatasaray’la şampiyon olmak” diyerek takımına olan bağlılığını ve hedeflerini net bir şekilde ortaya koydu.
Bu açıklamalar, Osimhen’in Galatasaray’daki geleceğine ve bu kulüpteki motivasyonuna ışık tutuyor. Yıldız oyuncunun, hem Türkiye’deki futbol kültürüne adapte olması hem de takım arkadaşlarıyla olan ilişkileri, onun başarıya ulaşmasında önemli bir rol oynayacaktır.