İstanbul’un Erenköy ilçesinde bulunan Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde, sahte sağlık raporu düzenlenmesine yönelik yapılan bir çalışma, Mali Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerinin dikkatini çekti. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü tarafından Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan şikayet üzerine harekete geçti. Şikayetin nedeni, hastanede sahte sağlık raporları hazırlandığına dair gelen ihbaretlerdi.
Ekipler, hastanede gerçekleştirecekleri inceleme için gizli kamera sistemi kurarak, durumun ciddiyetini araştırmaya koyuldular. Yapılan izlemelerde, hastanenin güvenlik görevlilerinin “denetimli serbestlik” ve “silah ruhsatı” gibi kritik konulara ilişkin sağlık raporları almak üzere idrar örnekleri verdikleri tespit edildi. İşlemlerin sürdüğü süreçte, güvenlik görevlilerinin bu raporları temin etmek için diğer çalışanlarla işbirliği yaptığı ve sahte raporların düzenlenmesine yardım ettikleri gözlemlendi.
İzleme görüntülerinde, hastanenin güvenlik amirinin elinde idrar örneğiyle odadan çıkması dikkat çekti. Bu durum, sağlık raporlarının sahte hazırlanması için bir ağın var olduğunu göstermekteydi. Elde edilen bilgilere göre, şüpheliler her bir sahte rapor için 50 bin ile 100 bin lira arasında haksız kazanç sağlamaktaydılar. Yani, bu illegal faaliyetlerden elde ettikleri gelir oldukça yüksekti.
Teknik ve fiziki takibin ardından ekipler, şüphelilerin adreslerini tespit ettiler. Düzenlenen operasyon neticesinde, 4 güvenlik görevlisi, daha önce usulsüz rapor düzenleme nedeniyle işten çıkarılan 2 veri giriş uzmanı ile numune veren 17 kişi yakalandı. Yapılan çift yönlü kararların, suç faaliyetlerinin ortadan kaldırılması açısından büyük bir adım olduğu belirtildi.
Operasyon kapsamında şüphelilerin adreslerinde gerçekleştirilen aramalarda, suçtan elde edildiği değerlendirilen yaklaşık 1 milyon lira, döviz ve altın ele geçirildi. Bu bulgular, olayın büyüklüğünü ve karanlık yönlerini ortaya koyuyordu. Timler, sahte sağlık raporlarının yalnızca bir hastanede değil, daha geniş bir çerçevede, sistemin içinde nasıl yer aldığını belirlemek üzere daha kapsamlı bir değerlendirme yapmayı planladılar.
Tutuklu olan şüpheliler, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Mahkeme, bağlantıları tespit edilen 5 kişiyi tutuklarken, diğer 18 kişinin adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakılması kararı aldı. Bu durum, olaya karışan kişilerin sayısının ve sistemin kapsamının daha geniş olduğunu işaret ediyordu. İstanbul’daki bu olay, sahte sağlık raporlarıyla mücadelede almanın gerekliliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu türden hukuka aykırı işlemlerin önlenmesi için daha aktif bir mücadele gerektiği açık bir şekilde ortaya çıkmıştır.
