USD35,66
%0.03
EURO37,18
%0.09
BIST10.117,96
%0.12
Petrol79,11
%0.14
GR. ALTIN3.155,91
%-0.11
BTC0,000000
%0
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
  1. Haberler
  2. Gündem
  3. Salyangozun Anıları: Yalnızlığın İyileştirici Gücü

Salyangozun Anıları: Yalnızlığın İyileştirici Gücü

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Animasyon yönetmeni Adam Elliot, senaryolarının genellikle düş kırıklığı, hüsran ve sıkıntı anlarıyla meydana geldiğini ifade ediyor. Babası öldükten sonra, üç hangar dolusu önemsiz eşya ve ıvır zıvır bıraktığını belirten Elliot, bu eşyaları ayırırken ve hayır kurumlarına verirken oldukça zorluk çektiğini söylüyor. Bu zor süreçte hissettiği sıkıntı ise bir hayranlığa dönüşüyor. İnsanların neden evlerini gereksiz şeylerle doldurduğu ve bir saplantılı stokçu nasıl olunur gibi sorular, onun filminin ana odağını oluşturuyor. Elliot, “Harvie Krumpet” (2004) adlı ilk kısa metrajıyla Oscar kazanmış, ardından “Mary ve Max” (2009) ile “Ernie Biscuit” (2015) ile de Annecy Uluslararası Animasyon Festivali’nde en iyi film ödülünü kazanmıştır. Ona göre, hacimli animasyon daima elle tutulan ve yaratılan gerçek bir sanattır ve “stop motion” tekniği, dijital kameralarla yapılan uygulamaların yanında zamansız bir sanat formu olarak değerlendirilmelidir.

KAFESTEN KURTULUŞ

Elliot’un son eseri “Bir Salyangozun Anıları”nda ana karakter Grace, dışlanmış ve marjinal bir figür olarak karşımıza çıkıyor. Seksen yaşındaki arkadaşı Pinky’nin ardından yalnız kalan Grace, bahçeye bıraktığı salyangozu Sylvia’ya mutsuz yaşam öyküsünü anlatmaya başlıyor. Genç kızın annesi doğum sırasında hayatını kaybederken, babası ise alkolik bir Fransız sokak sanatçısıdır ve sonrasında felç olmaktadır. Okulda, yırtık dudağı nedeniyle zorbalık gören Grace, annesinin hayranı olduğu yazar Sylvia Plath’ın adını salyangozuna verirken, evsizleri seven ve annelerinin mücevher kutusuyla neşelenen Grace ve ikizi Gilbert’ın yaşamı babalarının ölümüyle altüst olmaktadır. Çeşitli koruyucu ailelere verilen ikiliden Grace, Canberra’da Pinky ile tanışır; Pinky enerji dolu, neşeli ve hayatı dolu dolu yaşamış bir karakterdir. Fidel Castro ile oyun oynayıp Küba purosu içmiş olan Pinky, mizahi bir bakış açısına sahiptir ve Grace’in yaşamda var olmasına yardım ederken “Hayat ancak geriye doğru anlaşılabilir ama ileriye doğru yaşamalıyız” ifadesiyle Grace’i cesaretlendirir.

TRAJİKOMİK YAZGILAR

Adam Elliot, melankoli ve kara mizahla dolu animasyonlarında trajik yazgılara, marjinal karakterlere özel bir ilgi duyar. Yönetmen, annesinin örebildiği salyangoz antenli şapkasıyla Grace’in içsel travmasını, yalnızlığını, çaresizliğini ve sevgi eksikliğini özgün bir şekilde anlatırken, hastalık, ölüm, matem, bitkinlik ve yalnızlık gibi kavramları ele alır. Ayrıca insan ilişkilerinin ikiyüzlülüğü ve cinsel bağımlılıklar gibi derin konulara da değinir. Elliot’ın karakterleri genellikle yalnız, uyumsuz ve toplumun değerlerine kayıtsızdır. Ancak, kurallara aldırış etmeyen ve mutlu olan Pinky, Grace’in kendi kabuğundan çıkmasına yardımcı olur. Karakterlerine büyük bir sevgi ve merhametle yaklaşan sinemacı, onları harekete geçirip aydınlığa doğru yönlendirir. Doğaya düşkün ve ele avuca sığmayan Pinky, filmin naratifine tazelik katar. Görsel etkileyiciliğiyle dikkat çeken bu yapımda, kilden yapılmış karakterler ve aksesuarlar gibi yapım tasarımları oldukça başarılıdır. Geriye gidemeyen ve hayatta kalmaya çalışan salyangozlar üzerinden aktarılan film, bizlere varoluşumuzu etkileyen korkular ve travmaların üst üste gelse de ileriye doğru hareket etmemiz gerektiğini hatırlatmaktadır; en kötü kafesler, kendimizin inşa ettikleridir.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Salyangozun Anıları: Yalnızlığın İyileştirici Gücü
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Girdap Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!