Kültür Emekçileri Sendikası (Kültür Emek-Sen), Diyarbakır Devlet Tiyatrosu‘nda sahnelenen bir tiyatro oyununa karşı gerçekleştirilen HÜDAPAR‘lıların tekbirli provokasyonuna sert bir tepki gösterdi. Sendika, söz konusu müdahalenin yalnızca bir sanat eserine değil, toplumsal özgürlüklere ve ifade hakkına da büyük bir darbe teşkil ettiğini vurguladı.
Sendikanın açıklamasında, “Karımın Kocası” adlı oyuna yönelik organize bir müdahale gerçekleştirildiği belirtildi. Bu durumun, bireylerin şahsi görüşlerini dayatarak, anayasal güvence altındaki bir sanat eserini hedef alması bakımından hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığı ifade edildi. “Bu tür eylemler, sanatın eleştirel düşünce ve toplumsal diyalog olan kalbini hedef alarak gözdağı niteliği taşımaktadır,” denildi.
Açıklamada yer alan ifadelere göre, bireysel özgürlüklerin sınırları, başkalarının hak ve özgürlüklerine müdahale edilebileceği noktada belirlenmiştir. “Kimse, kendi inanç ve değerlerini topluma dayatmak amacıyla başkalarının temel haklarını ihlal edemez,” diyerek, bu tür davranışların yalnızca anayasal düzeni tehdit etmekle kalmayıp, aynı zamanda bireysel özgürlükleri de tehlikeye attığını vurguladı. Sanata ve sanatçıya yönelik müdahalelerin kişisel tercihlerin sınırlarını aşarak toplumun ortak değerlerine saldırı anlamına geldiği belirtildi.
Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:
Kültür ve Turizm Bakanlığı‘na bağlı olan Devlet Tiyatroları’nın bu tür eylemlere maruz kalmasının kabul edilemez olduğu ifade edilerek, bakanlığın anayasal yükümlülüklerini yerine getirerek sanatı ve sanatçıyı korumaya davet edildi. Ayrıca, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’nün bu saldırılar karşısındaki sessizliğinin kamuoyunda derin bir güvensizlik yarattığı belirtildi. Bu tutumun, sanatçıların yalnız bırakıldığına dair güçlü bir algıya yol açtığı ve anayasal görevlerin ihmal edildiğini düşündürdüğü ifade edildi.
Sanatın hedef alınmasının, toplumun ortak belleğine ve geleceğine yönelik bir saldırı olduğunu ifade eden Kültür Emek-Sen, şiddet içeren, tehditkar ya da baskı kurmaya çalışan girişimlerin sadece sanatçının değil, halkın haklarını ihlal ettiğini bildirdi. Seyircinin sanatı izleme özgürlüğünün, sanatçının üretim özgürlüğü kadar kutsal olduğuna vurgu yaparak, bu özgürlüğün hiçbir koşulda ihlal edilemeyeceğini dile getirdi.
Kültür Emekçileri Sendikası, bu saldırıları en güçlü şekilde kınadığını belirterek, sanata yönelik baskıcı tutumların cezasız kalmaması gerektiğini savundu. Bu tür eylemlerin hukuk çerçevesinde kararlılıkla cezalandırılması çağrısında bulundu. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı ve tüm ilgili yetkilileri, anayasal sorumluluklarını yerine getirmeye ve halkın sanatı sahiplenmesine katkıda bulunmaya davet etti.
Son olarak, “Sanatı susturmaya çalışanlara karşı dimdik ayakta duracağız. Sanat, susmaz. Anayasa’dan aldığımız gücü halkımız ve sanatçılarımız adına sonuna kadar kullanacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın,” ifadeleriyle açıklama sona erdirildi.
