Seçil Erzan davasında yeni gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Emre Belözoğlu, Fernando Muslera, Arda Turan ve Selçuk İnan’ın da aralarında bulunduğu 28 kişinin dolandırıcılık iddiasıyla 252 yıla kadar hapis istenen Seçil Erzan ve 7 sanığın yargılandığı dava devam ediyor. İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya sanık Seçil Erzan ve Ali Yörük avukatlarıyla birlikte katıldı. Banka çalışanları da duruşmada tanık olarak dinlenmek üzere hazır bulundu. Ancak, bankanın üst düzey yöneticileri duruşmaya katılmadı.
Duruşmada söz alan bir müşteki avukatı, üst düzey yöneticilerin duruşmaya katılmamasıyla ilgili olarak banka yöneticileri ve avukatlarının geleceği belirtilmesine rağmen gelmemelerine tepki gösterdi. Tanıkların avukatlarıyla birlikte mahkemede bulunmaları gerektiğini belirterek zorla getirilme talebinde bulundu. Tutuklu sanık Seçil Erzan ise önceki duruşmada tanık olarak dinlenen banka yöneticisi Sermin Tekin’in ifadesine yönelik açıklamalarda bulundu. Tekin’in bankadan çıkan paralar hakkında bilgi sahibi olması gerektiğini savunan Erzan, müşterilerin işlemlerini gerçekleştirirken gerekli belgeleri talep ettiklerini ifade etti.
Erzan, banka içinde para taşımanın yasak olduğunu belirterek bazı olaylara dikkat çekti. Ayrıca, banka çalışanlarının tanıklık yaptığı duruşmada, genelde “Bilmiyorum, görmedim” gibi cevaplar vermeleri avukatların tepkisine neden oldu. Avukatlar, tanıkların söylediklerinin inandırıcı olmadığını ifade ederek işlem yapılmasını talep ettiler. Bankada görevli bir tanık, müşterileri sadece işlem yaptıkları zaman tanıdığını ve Seçil Erzan’ı genellikle bankada göremediğini belirtti. Ayrıca, Ali Yörük’ü futbolcularla birlikte gördüğünü söyleyerek dikkat çekici ifadeler kullandı.
Tanıkların ifadesi ve sanıkların savunmaları arasındaki çelişkiler davaya yeni boyutlar kazandırdı. Seçil Erzan davasının ilerleyen süreçteki gelişmeleri merakla bekleniyor. Davanın tarafları arasındaki gerilim ve iddiaların netleşmesiyle birlikte, sonuca ulaşılması için mahkemenin vereceği kararlar kritik bir öneme sahip olacak. Davanın kamuoyunda yarattığı yankılar ve tartışmalar da devam ediyor. Davanın sonucu beklenirken, adil bir yargılama süreci ve gerçeklerin açığa çıkması için herkesin adalete güvenmesi gerektiği vurgulanıyor.