Elon Musk’ın sahibi olduğu SpaceX şirketi, dünyanın ulaşılamayan her noktasına internet götürme projesi kapsamında, yeni Starlink uydularını fırlatmaya devam ediyor. Şirket, şu anda 5 binden fazla Starlink uydusunu yörüngeye fırlattı ve binlercesini daha fırlatmayı planlıyor. Ancak, Güney Kaliforniya Üniversitesi Uzay Mühendisliği Bölümü’ndeki bilim insanları, alçak dünya yörüngesindeki internet uydularındaki büyük artışın atmosferde zararlı kimyasal reaksiyonlara yol açabileceği konusunda uyardı. Şu anda alçak dünya yörüngesinde 8.000’den fazla internet uydusunun bulunduğu belirtilirken, bu uyduların yaklaşık 6.000’i Starlink uydusu.
Bilim insanları, asıl sorunun bu uyduların büyük miktarda alüminyumdan yapıldığını belirtiyor. Uyduların 5 yıllık kısa bir ömre sahip olduğunu söyleyen ekip, uyduların Dünya atmosferine düşüp yanması sonucu alüminyum oksit ürettiğini ve bu durumun ozon için son derece yıkıcı kimyasal reaksiyonları tetiklediğini ifade ediyor. Hakemli Jeofizik Araştırma Mektupları dergisinde geçen hafta yayınlanan bir çalışma, oksitlerin varlığının 2016 ile 2022 arasında kabaca sekiz kat arttığını ve mevcut uydu fırlatma planlarıyla bu artışın çok daha fazla olabileceğini ortaya koydu.
2022 yılında düşen uydular tarafından atmosfere 18,7 ton alüminyum oksit nano-partikülünün salındığı ortaya çıkmıştı. Çalışmaya göre planlanan uydu fırlatmalarıyla bu rakam yılda 397 tona kadar çıkabilir ve bu durum “ozonun önemli ölçüde incelmesine” yol açabilir. Bilim insanları, alüminyum oksit nano-partiküllerinin atmosferde zararlı etkiler yarattığı konusunda uyarırken, bu durumun ozon tabakasına verdiği zararın önemli bir boyuta ulaşabileceğini vurguluyor.
Sonuç olarak, SpaceX’in Starlink projesiyle yörüngeye fırlattığı binlerce internet uydusunun, ozon tabakasının incelmesine olumsuz etkiler yaratabileceği belirtiliyor. Bilim insanları, uyduların alüminyum oksit nano-partikülleri salarak atmosfere zararlı kimyasal reaksiyonlar başlatabileceği konusunda uyarıyor ve uydu fırlatmalarının irdelenmesi gerektiğini savunuyor. Bu çalışmanın, uzayda internet erişimini arttırma hedefi güden projelerin çevresel etkilerinin daha detaylı incelenmesi gerektiğini gösterdiği ifade ediliyor.