DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Hasan Karal, ünlü bir süt firması tarafından piyasaya sürülen bazı paket sütlerde süt yerine su çıkması skandalını Meclis gündemine taşıdı.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili olan Hasan Karal, Türkiye’de önemli bir gıda skandalını gündeme getirdi. Ünlü bir süt firması tarafından hazırlanan bazı paket sütlerde, normalde bulunması gereken süt yerine yalnızca su bulunması durumu, hem tüketiciler hem de ilgili otoriteler açısından büyük bir endişe yaratmaktadır. Karal, bu konuyu Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı hakkında Meclis’e sunduğu soru önergesi ile ortaya koydu. Önergesinde, Türkiye genelinde faaliyet gösteren bir market zincirinde yaşanan bu durumun bir ‘skandal’ olduğunu belirtti.
Karal, verdiği önergede, “Türkiye genelinde faaliyet gösteren bir markette ‘tam yağlı süt’ olarak satılan paketlerde süt yerine su kullanıldığı belirlenen ürünlerin, market raflarına kadar ulaşana kadar nasıl fark edilmediğini” sorguladı. Bu durum, gıda güvenliği açısından ciddi bir problem teşkil etmekte olup, bu ürünlerin denetiminden sorumlu olan kişilerin ve kurumların üzerindeki sorumluluğu artırmaktadır.
Hasan Karal’ın Meclis’te Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı’nın yanıtlamasını istediği bazı kritik sorular da var. İlk olarak, bu tür ürünlerin market raflarına gelene kadar fark edilmemesinin nedeni araştırılmakta. Diğer yandan, süreçteki denetim mekanizmasının ne durumda olduğu ve bu konuda kamuoyuna bilgi verilmesi gerekliliği tartışılmaktadır. Özellikle, bu tür bir skandalın meydana gelmesi, denetim eksikliklerini de gözler önüne sermektedir.
Karal, dikkat çekici bir diğer soru olarak, bu skandala neden olan denetim eksikliği hakkında bir inceleme başlatılıp başlatılmadığını sormaktadır. İlgili kurumya, bu olumsuz durumların üstesinden gelmek için kimlerin ve hangi kurumların sorumlu olduğuna dair yeterli bilgi sunulup sunulmayacağı da merak konusudur.
Üstelik, Karal, ‘sehven su dolduruldu’ şeklinde açıklama yapılan bu ürünlerde, su yerine halk sağlığını tehdit edebilecek zararlı maddelerin kullanılıp kullanılmadığına dair bir inceleme yapılıp yapılmadığını da sormaktadır. Bu durum, halk sağlığı açısından kritik bir öneme sahip olup, herhangi bir zararlı maddenin kullanılması halinde ortaya çıkabilecek potansiyel sorunlara karşı bir önlem alınması gereklidir.
Son olarak, Hasan Karal, bu tür olayların tekrar yaşanmaması için hangi somut adımların atılacağına dair bilgi verilmesini istemektedir. Gıda üretim zincirinde sahtekarlık ve benzeri ihlallerin önlenmesi için yeni bir düzenleme ya da uygulama planlanıp planlanmadığı da sorular arasında yer almaktadır. Gıda güvenliği, sadece üreticilerin değil aynı zamanda denetim mekanizmalarının etkinliğine bağlıdır.