TRT’nin 61. kuruluş yıl dönümü, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun tarafından sosyal medya üzerinden kutlandı. Altun, yaptığı paylaşımda, TRT’nin milletin sesi, devletin hafızası ve Türkiye’nin evrensel hakikat yürüyüşünün en güçlü temsilcilerinden biri olduğunu vurgulayarak, bu tarihî anı tebrik etti. 61 yıl boyunca geleneksel bir medya kuruluşu olarak yalnızca haber iletmeyle kalmadığını, aynı zamanda hakikatin yanında durarak değer üreten ve millî bir iletişim köprüsü inşa eden öncü bir kurum olduğunu belirtti.
Altun, TRT’nin sunduğu hizmetlerin farklı kültür ve coğrafyalara seslenerek toplumsal bir misyon üstlendiğine dikkat çekti. TRT’nin, içeriklerin ötesinde, bakış açısı, değerleri ve hakikate dayalı haberciliğiyle Türkiye’nin küresel adalet arayışının ve iletişimdeki egemenlik vizyonunun temsilcisi konumuna geldiğini ifade etti. Bu bağlamda, Altun, TRT’nin çalışmalarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye Yüzyılı vizyonu ile uyumlu şekilde yürütüldüğünü ve bu misyonun küresel düzeyde daha güçlü yankılar bulmasına katkıda bulunduğunu kaydetti.
Fahrettin Altun’un açıklamalarında, TRT’nin, Türkiye İletişim Modeli çerçevesinde, yerli ve millî bir duruş sergileyerek küresel medya düzenine alternatif bir ses olma görevini üstlendiği belirtildi. Altun, bu bağlamda Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak, stratejik iletişim vizyonları doğrultusunda TRT’nin kurumsal gücünü, üretim kapasitesini ve etkisini artırmak için sürekli olarak çalışacaklarını ifade etti. Ayrıca, TRT ailesine geçmişten bugüne bu kurum için emek veren tüm çalışanlara şükranlarını sundu ve TRT’nin ülke için daha pek çok başarılı yayıncılık yılına imza atmasını diledi.
Sonuç olarak, TRT’nin 61. kuruluş yıl dönümünü kutlayan Altun, bu önemli dönüm noktasının sadece bir kutlama değil, aynı zamanda medyanın toplumsal ve kültürel işlevlerini düşünmek için bir vesile olduğunu ortaya koyarak, medya alanındaki rolüne ve sorumluluklarına vurgu yaptı. TRT, bu tarihî dönüm noktasında ülkenin sesini dünyaya duyuran öncü bir güç olmayı sürdürecek ve Türkiye’nin uluslararası alandaki iletişim stratejilerinin önemli bir parçası olmaya devam edecektir.