İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), “Türkiye’de Adil Geçişin Teşvik Edilmesi” projesinin bulgularını, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı (COP29) sırasında, “Enerji/Barış, Yardım ve İyileşme” tematik gününde kamuoyuyla paylaştı. Bu bulgular, Türkiye’de iklim değişikliğiyle mücadelede adil geçişin önemine bir kez daha vurgu yapıyor.

İPM, projede Türkiye’deki adil geçiş algısını detaylı bir şekilde incelemeyi hedefliyor. Yapılan araştırmalarda, adil geçişin gerçekleştirilmesi için yine evrensel olarak kabul gören “kimseyi arkada bırakmama” ilkesini göz önünde bulunduracak politika önerileri sunulması gerektiği dile getirildi. Bu bağlamda, kömürden çıkışın aciliyetine ve gerekliliğine özel bir vurgu yapıldı.

Projedeki öneriler arasında, adil geçiş süreçlerinde ulusal ve bölgesel düzeyde dikkate alınması gereken yönetişim yapıları ve katılım mekanizmalarının geliştirilmesinin önemi belirtildi. Bu yaklaşımların yanı sıra, özellikle dezavantajlı grupların korunması ve güçlendirilmesi amacıyla sosyal politikaların yürütülmesi gerektiği ifade edildi. Böylece, bu grupların daha kırılgan hale gelmelerinin önüne geçilmiş olacak.

Konferansta konuşma yapan Sabancı Üniversitesi İPM İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Ümit Şahin, iklim değişikliğiyle mücadele çalışmaları üzerine uzun yıllardır emek verdiklerini belirtti. Ümit Şahin, Türkiye’nin 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefini önemli bir adım olarak gördüğünü vurguladı.

Şahin, Ulusal Katkı Beyanı çerçevesinde emisyonların en yüksek seviyeye ulaşacağı yıl olarak belirlenen 2038 tarihine dikkat çekti. Bu tarihin geç olduğunu düşündüğünü ifade ederek, Türkiye’nin son zamanlarda açıklanan yenilenebilir enerji stratejileri ve iklim politikalarının ülkenin yenilenebilir enerji kurulu gücünü 2035 yılına kadar dört kat artırmayı hedeflediğinin altını çizdi. Ancak, Ulusal Katkı Beyanı’nda emisyon azaltım hedefi veya kömürden çıkış hedefinin bulunmaması dikkate değer bir eksiklik olarak görüldü.

Bu gelişmelerin Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ile doğrudan bağlantılı olduğunu belirten Şahin, emisyon artışında en büyük payın enerji sektörüne ait olduğunu ifade etti ve Türkiye’nin kömürden çıkma politikası oluşturmasının bir zorunluluk olduğunu vurguladı.

Kaynak: AA