Türk Halkı Borç Batağında!
“Geçim Sıkıntısı Borç Sarmalına Dönüştü: Çıkış Var mı?”
Türkiye’de Kredi Kartı ve Kredi Borcu Alarm Veriyor: Vatandaş Gırtlağına Kadar Borçlu
ÖZEL HABER / ANALİZ
Türkiye’de son yıllarda artan hayat pahalılığı ve ekonomik sıkışıklık, vatandaşları kredi kartı ve ihtiyaç kredilerine mahkûm etti. Hemen hemen her hanede en az bir kredi kartı ya da tüketici kredisi borcu bulunurken, borçluluk oranı her geçen gün daha da artıyor.
BDDK ve Merkez Bankası verilerine göre, son bir yılda ihtiyaç kredileri ve kredi kartı borçları rekor seviyelere ulaştı. Gelirlerin enflasyon karşısında erimesi, kira ve gıda gibi zorunlu harcamalardaki fahiş artış, vatandaşın borç batağına sürüklenmesindeki en önemli etken olarak görülüyor.
Gelirler Sabit, Faizler Yüksek, Borç Katlanıyor
Ekonomistler, faizlerin yüksek olmasının borç yükünü ağırlaştırdığını vurguluyor. Çoğu vatandaş kredi çekerken ya da kartla harcama yaparken geri ödemeyi ikinci planda düşünüyor; fakat aylar geçtikçe faiz yükü borç tutarını ikiye, hatta üçe katlıyor.
Birçok uzman, mevcut tabloyu “borç sarmalı” olarak adlandırıyor:
“Vatandaş önce ihtiyaç için kredi çekiyor, sonra ödeyemeyince yeni bir krediyle eski borcu kapatmaya çalışıyor. Bu kısır döngü sürdükçe borç yükü katlanıyor.”
Sosyal Etkiler: Geçim Sıkıntısı Psikolojiyi de Vuruyor
Uzmanlar, kredi borçlarının sadece ekonomik değil, sosyal ve psikolojik etkilerine de dikkat çekiyor. Borç stresi altında ezilen vatandaşlarda tükenmişlik sendromu, kaygı bozukluğu ve depresyon vakalarının arttığı belirtiliyor.
Çözüm Önerileri Masada
Ekonomistler, hükümete borç yükünü hafifletecek bazı öneriler sunuyor:
-
Faizlerin düşürülmesi veya borç yapılandırma programları
-
Düşük faizli uzun vadeli refinansman kredileri
-
Kredi kartı kullanımında sıkı denetim ve vatandaşın gelirine göre limitlendirme
Aksi halde borç sarmalının sadece bireyleri değil, bankacılık sistemini ve genel ekonomiyi de tehdit edebileceği ifade ediliyor.


