Bu yıl sinema dünyasında o kadar etkileyici yapıtlar izledik ki, Venedik’te 2025 seçkilerinin beklenenden çok daha üst düzey bir etki yarattığı, serinkanlı eleştirmenler tarafından bile kabul edilmeye başlandı.
Bu yoğun sinema deneyimlerinden sonra, farklı ve heyecan verici temalarla karşımıza çıkan özgün filmler arasında ödül listesi oluşturmanın zorluğundan bahsederken, sonrasında gelen bir yapım yarışmayı daha da kızıştırdı.
Macar yönetmen İldikó Enyedi’nin (1955) “Sessiz Dost” adlı filmi, öngörülemeyen bir şiirsellik barındıran yumuşak bir sinema dili ile ciddi bilimsel ve felsefi temalara değinmeyi başarıyor. Bu film, izleyicilerini hem kadınlara hem de içinde yaşadığımız doğaya yeni bir perspektifle bakmaya davet ediyor.
Film, duyulmayan seslere dikkatimizi çekiyor; bitkilerin iç sesinden bahsediyor ve insanın karmaşık duygu durumlarını göz önüne seriyor.
ULU BİR AĞAÇ
Genellikle göz ardı ettiğimiz, oysa varoluşumuzu borçlu olduğumuz ağaçların ve bitkilerin içsel seslerini dinlemeye, onların bilinmeyen yaşam titreşimlerini hissetmeye davet ediyor izleyiciyi.
“Sessiz Dost”, doğanın karmaşık yapısının arkasındaki içsel ahengi harika bir şekilde ön plana çıkarıyor; bu durum izleyiciyi hem şaşırtıyor hem de büyülüyor.
Filmin başkarakteri, tanınmayan adlarıyla Gingko ağacıdır. “Mabet ağacı” olarak da biliniyor. Kış mevsiminde yapraklarını döken bu ağaç, 20 metreye kadar boylanabiliyor ve doğası itibarıyla uzak doğuludur.
İldikó Enyedi, bu ağaçla ilgili önemli bilgileri paylaşıyor: Gingko ağacının gözlem gücü oldukça gelişmiştir. Kahramanımız, Asya’dan Almanya’ya göç etmiş ve burada kök salmıştır. Bir üniversitenin bahçesinde büyüyerek, yaklaşık 120 yıl boyunca önünden geçen insanları dikkatle gözlemlemiştir. O, gözlemlerini kaydetmeye devam ederken, biz onun sesini duyamıyoruz.
Gingko ağacı, beynimizdeki nöronların karmaşık hareketlerini, düşüncelerini ve alışkanlıklarını gözlemleyerek sürekli olarak not alıyor.
MİZANSEN USTALIĞI

İldikó Enyedi, “Sessiz Dost” ile yine büyük bir başarı elde ediyor. Filmi, tek bir cinsel sahne bile içermeden son derece erotik bir yapım haline getirmesi, mizansen ustalığını ortaya koyuyor.
Ağaçların da nefes alıp verdiğini bilmeyen yoktur. Fakat onların nefes alma ritminin ne olduğunu öğrenenlerse hâlâ azdır. Biz insanlar dakikada ortalama 16 kez nefes alıp veririz; oysa ağaçlar günde yalnızca bir kez nefes alıp verirler.
DİPNOT GEREKSİZ!
Altın Aslan’ı dört filme birden vermek ne kadar mümkünse de, benim önerim; alfabetik sırada listelenen dört yönetmeni ödüllendirmek: Kaouther Ben Hania, İldikó Enyedi, Yorgos Lanthimos ve François Ozon.
Bununla birlikte, unutulmasını istemediğimiz diğer önemli yönetmenler de var: Olivier Assayas, Park Chanwook, Jim Jarmusch ve Paolo Sorrentino.
Jokerlerin de unutulmaması gereken bir diğer değerli kategoridir.


