Türkiye gündemini sarsan olayda yeni gelişmeler yaşandı.
SGK’yı dolandırmak amacıyla birçok çocuğun ölümüne göz yuman bir hastane çetesi, CİMER’e yapılan ihbar sonrasında başlatılan soruşturma ile ortaya çıkarıldı.
Kamuoyunda “Yenidoğan çetesi” olarak bilinen bu yapıya ait üyeler arasında meydana gelen diyalogların ifşa edilmesi üzerine soruşturma başlatılırken, çetenin üyeleri, savcı Yavuz Engin’i tehdit etmeye kadar giden cesareti gösterdiler.
88 SAYFALIK FEZLEKE HAZIRLANDI
Savcı Engin’in başvurusu üzerine, ayrıca yürütülen tehdit soruşturmasının fezlekesi tamamlandı.
İstanbul’da Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 88 sayfalık fezlekede, Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’in müracaatı üzerine “kasten öldürmeye teşebbüs”, “tehdit”, “yargı görevini yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs”, “verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” ve “özel hayatın gizliliğini ihlal” suçları çerçevesinde soruşturma başlatıldığı belirtildi.
ÖRGÜTÜN ADI İLK KEZ AÇIKLANDI
Ayrıca hazırlanan fezlekede, kamuoyunda “Yenidoğan Çetesi” olarak bilinen yapının resmi adına da yer verildi.
İstanbul’da yeni doğan bebeklerin şüpheli ölümleriyle anılan çetenin adı “Silahlı Hafiyelik Örgütü” olarak kaydedildi.
ÖRGÜT LİDERLERİNDEN BİRİ MEÇHUL
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen çalışmalar sonucunda hazırlanan fezleke, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına iddianame hazırlanması için gönderildi. Belgede, söz konusu örgütün yapısı, kadroları ve yöntemlerine dair önemli bilgiler yer almakta.
Fezlekedeki bilgilere göre örgüt, kimliği henüz tespit edilemeyen bir şahıs ve Mustafa Kemal Zengin tarafından yönetiliyor.
Örgüt yöneticileri arasında Gökhan Güler, Aylin Arslantatar ve kimliği henüz netleşmeyen bir kişi olan “Polat” da yer almaktadır. Örgüt üyeleri arasında Baki Çelik, Yavuz Çelik, Zeynep Kaman ve Muhammed Emin Orhan gibi isimler bulunurken, kamu görevlileri T.A., M.D., M.B., M.E.Y., İ.K. ve M.G.’nin de örgüte bilgi ve veri sağlayarak yardım ettikleri belirtildi.
DEVLET KURUMLARINA SIZDILAR
Örgütün, devlet kurumlarındaki bazı kaynaklara sızarak kendilerine ait bir istihbarat sistemi oluşturduğu ve bu yolla elde ettikleri verileri kamu görevlilerine baskı yapmak için kullandıkları öne sürüldü.
Bu yapı aracılığıyla hukuka aykırı iş bağlantıları sağlanmakta, gerektiğinde ise baskılara başvurulmakta. Eğer baskı sonuç vermediyse daha sert eylemlere geçildiği belirtiliyor.
EL BOMBASI VE TABANCA DETAYI
Soruşturma belgelerinde, örgütün gerektiği durumlarda şiddet kullanma kapasitesine sahip olduğu vurgulandı.
El bombası, tabanca, mermi ve çelik yelek gibi askeri malzemelere ulaşabildiği ve özel sektör çalışanlarından teknik destek aldığı ifade edildi.
SAVCI MAKAMINDA TEHDİT EDİLDİ
Savcı Yavuz Engin’e yönelik tehdit planı da fezlekede detaylı bir şekilde yer aldı.
Mustafa Kemal Zengin’in, soruşturma kapsamında gözaltına alınan bazı kişilerin serbest bırakılması için Savcı Engin’i makamında ailesiyle birlikte tehdit ettiği bilgisi de dosyaya yansıdı.
Aynı zamanda, soruşturmaya müdahale etme karşılığında döviz bürolarında emanet bırakılan paraların örgüt içinde paylaşıldığı tespit edildi.
TELEGRAM YAZIŞMALARINA ULAŞILAMADI
Örgüt üyelerinin Telegram üzerinden yaptıkları gizli yazışmalara ulaşılamadığı, ancak iki GSM hattı üzerinden yapılan veri paylaşımının sadece güvenlik güçlerinin incelemesine tabi olduğu aktarıldı.
WhatsApp analizlerinin ise yalnızca istihbarat birimlerince yapılabileceği vurgulandı. Örgüt lideri Zengin’in bazı kritik bilgileri kamu içinde kimliği belirsiz bir görevli aracılığıyla elde ettiği ihtimali üzerinde duruluyor.
FOTOĞRAF DETAYI
Son olarak, Zengin’in Savcı Engin’i “Benimle bir fotoğraf paylaş, sana kimse dokunamaz” şeklinde tehdit ettiği ve gözaltına alındığında bu tehdidi gerçekleştirdiği; Savcı Engin ile adliyede birlikte görüntü verdikleri fezlekede yer alan önemli detaylar arasında.