Papa Francis’in vefatının ardından ABD’li kardinal Robert Prevost ’14. Leo’, Vatikan’daki St. Peter Meydanı’nda gerçekleştirilen sade bir ayinle resmi olarak Papa unvanını aldı.
Bu önemli tören, dünya liderlerinin katılımıyla diplomatik bir buluşma noktasına dönüştü.
Törene, Ukrayna lideri Vladimir Zelensky, ABD’yi temsilen Senatör JD Vance ve eşi Usha Vance ile Dışişleri Bakanı Marco Rubio da katılım gösterdi.
EL SIKIŞTILAR
Beyaz Saray’daki gergin görüşmelerinin ardından değerli madenler anlaşmasını imzalayan Zelensky ile JD Vance, el sıkışarak bir araya geldi.
Zelensky’nin 23 Şubat’ta Beyaz Saray’da gerçekleşen anlaşma imza töreninde, ikili arasında bazı şartlar üzerine tartışmalar yaşanmış ve kargaşa çıkmıştı. Bu durum, Vance ve Zelensky’nin yaşanan olaylardan sonra yüz yüze gelen ilk karşılaşması oldu.
ANLAŞMA İMZALANINCA BUZLAR ERİDİ
Dünya çapında Donald Trump ve JD Vance tarafından aşağılanan Zelensky, ikiliyle anlaşma imzalamayı kabul edince ilişkilerini düzeltme yoluna gitti. Kavga ettikleri gün, Zelensky’ye alaycı bakışlarla bakan JD Vance’in tavırları ise dikkat çekti.
İLGİLİ HABER
Beyaz Saray’da Trump ile Zelensky arasında yaşanan gerilim
ANLAŞMANIN DETAYLARI
ABD yönetiminin Ukrayna’ya yönelik politikasını köklü biçimde değiştiren değerli maden anlaşması, 30 Nisan 2025’te imzalandı. Anlaşma, lityum, titanyum, neodimyum, seryum gibi nadir toprak elementleri ile petrol ve doğal gazı kapsıyor. Amaç, Ukrayna’nın savaş sonrası yeniden inşasını finanse etmek, Batı yatırımlarını çekmek ve ABD’nin Çin’in nadir toprak pazarındaki egemenliğine alternatif bir tedarik zinciri kurmak.
Ukrayna, Avrupa’nın kritik 34 mineralinin 22’sine sahip olmasının yanı sıra, küresel rezervlerin yüzde 5’ini elinde bulunduruyor.
Bu anlaşma, Ukrayna ve ABD’nin eşit söz hakkına sahip olacağı bir Yeniden Yapılanma Yatırım Fonu oluşturmayı öngörüyor. Yeni projelerden elde edilen karların yüzde 50’si bu fona aktarılacakken, Ukrayna kaynakların mülkiyetini ve çıkarma kararlarını koruyacak; mevcut projeler (Naftogaz, Ukrnafta) bu kapsamın dışında tutulacak.
Anlaşma, borç yükümlülüğü getirmemekte ve geçmiş ABD yardımlarının (350 milyar dolar) geri ödenmesini talep etmemektedir. Ayrıca, hava savunma sistemleri gibi yeni askeri yardımlar içermekte, ancak güvenlik garantisi sunmamaktadır. ABD, Çin’in nadir toprak pazarında %60-70 üretim ve %90 işleme kapasitesine sahip olduğunu dikkate alarak rekabetçi bir avantaj sağlamayı hedeflemekte.
Ukrayna’nın lityum (450 bin ton), titanyum, grafit, uranyum, kömür, gaz ve petrol gibi zengin rezervleri bulunmaktadır; ancak çoğu Rus işgali altındaki Donetsk ve Luhansk bölgelerinde yer alıyor. Madencilik faaliyetleri, savaş ve mayınlı araziler nedeniyle oldukça zorlu ve maliyetli hale gelmiştir.
Anlaşma, aylarca süren gergin müzakerelerin ardından şekillendi. Trump, ilk başta kaynak gelirlerinin yüzde 50’sini ve 500 milyar dolarlık bir pay talep etti, ancak Ukrayna bu teklifi “kabul edilemez” buldu.
Şubat 2025’te Beyaz Saray’da uzlaşmaya varıldı ve Ukrayna Parlamentosu, 8 Mayıs 2025 tarihinde anlaşmayı oy birliğiyle onayladı. Avrupa Birliği, bu anlaşmayı Amerikan şirketlerine sağlanan ayrıcalıklar nedeniyle incelemeye almak zorunda kaldı; çünkü bu durum, Ukrayna’nın AB üyelik sürecindeki rekabet kuralları ile çelişebilir.