ZEN-G ‘GOLDSCHOOL’ (SONY MUSİC TÜRKİYE)
Türkiye rap sahnesinin en dinamik ve yaratıcı isimlerinden biri olan Zen-G, Zeytinburnu’nun özverili bir temsilcisi olarak dikkat çekiyor.
Onun yeni albümü olan “Goldschool”, hip-hop kültürünün altın çağına selam duran bir çalışma olarak karşımıza çıkıyor. Bu duruş, tabii ki müzik dünyasının sahtekarlarına bir eleştiri niteliği de taşıyor. Örneğin, albümün açılış parçası “Grafiti”de yer alan bir cümle, Zen-G’nin keskin tavrını açıkça yansıtıyor: “Ey Türk rapçi, birinci vazifen para için şöhret için kendin için hip-hop’u satmak…”
Albümdeki şarkıların ikisi bile üç dakikayı aşmıyor. Toplamda 14 parçadan oluşan albüm, sadece 31 dakika sürüyor. Zen-G’nin ne söylemek istediğini kısa ancak etkili biçimde aktardığı bu çalışmada, söz yazarlığı, flow çeşitliliği ve üretim yeteneği kendini belli ediyor. O da bir sokağın sesi olarak tanınmadığı için değil, güçlü duruşuyla bu dinamikleri pekiştiriyor.
Müzikal anlamda ise Zen-G’nin tarzı, birçok farklı akımı bir araya getiriyor. Drill, trap, klasik rap ve arabesk rap gibi tarzları harmanlayarak, hepsini tek bir müzikal kimlikte birleştiriyor. Hem modern hem de geleneksel öğeleri bünyesinde barındıran bu çalışma, geniş bir yelpazede dinleyicilere ulaşmayı başarıyor.
“Goldschool” hakkında Zen-G’nin kendi ifadeleriyle, “kendi altın çağımı başlatırken kariyerime eklediğim tuğla niyetine bir altın külçesi, merdivenimde yeni bir basamak, kendime koyduğum yeni bir çıta mahiyetinde bir albüm.” Bu sözlerin anlamını anlamak için en az bir kez dinlemeniz gerekiyor.
GÖKSENİN ‘GINA’
Bir zamanlar Supradyn ve B Planı gruplarıyla tanınan Göksenin Tuncalı, rock müziğinde kadınların nadiren yer aldığı bir alanda özgün duruşu ve karakteri ile öne çıkıyor.
Sahne yaşamına katılımı boyunca Kadıköy’ün ikonik mekanı Shaft’ın vazgeçilmez isimlerinden biri haline gelmeyi başaran Göksenin, aynı zamanda Blues Derneği’ni kurarak yönetim kurulu başkanlığı görevini üstlenmiştir. Beste ve albüm çalışmalarıyla da müzik kariyerini sürdüren Göksenin, şimdi de üçüncü albümü “Gına” ile sahne alıyor.
Göksenin, tutkusunu hayatı boyunca sürdüren bir sanatçı. Bu tutkunun adı Blues. Ancak, “acıya, ayrımcılığa ve yalnızlığa karşı bir Blues-Rock yolculuğu” olarak tanımladığı bu albüm, yalnızca blues türünde değil. Country-rock, rock’n roll, slow blues ve Mediterranean soft-rock gibi farklı tarzları bir arada barındırıyor. Ayrıca, Alberta Hunter, Bessie Smith ve Yavuz Çetin gibi isimlere de kavurlarıyla yer veriyor.
Vokalleri, gitarı ve klavyeleriyle öne çıkan Göksenin’in grubunda gitarist Gürkan Özbek, basçı Ozan Yeşildal ve davulcu Soner Doğanca bulunuyor. Ekonomik sıkıntılar, ayrımcılık, çelişkiler ve hüzün temalarını işlese de, eğlenceli yanını asla kaybetmiyor. Defalarca dinleseniz bile “gına” getirmeden sizi etkisi altına alıyor.
