Üretimde maliyetleri düşürmeyi, daha dayanıklı ve kaymaz seramik yüzeyler oluşturmayı amaçlayan “Bazalt Kesim Atıkların Seramik Karo Yüzeylerin Kaymazlık Direncine Etkisi” adlı proje, Türk Patent ve Marka Kurumunca “buluş” olarak tescillendi.
Nevşehir, Eskişehir ve Bilecik’te, iki akademisyen ve bir uzmanın öncülüğünde gerçekleştirilen çalışma, atık bazalt taşlarının inşaat ve seramik sektöründe kaygan zeminlerin güvenli hale getirilmesi amacını taşıyor. Projenin liderleri arasında Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi’nden (NEVÜ) Prof. Dr. Zahide Bayer Öztürk, Eskişehir Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Semra Kurama ve Bilecik Seranit Seramik Fabrikası’ndan AR-GE Müdürü Elif Ubay bulunuyor. “Bazalt Kesim Atıkların Seramik Karo Yüzeylerin Kaymazlık Direncine Etkisi” isimli proje, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından “buluş” kategorisinde tescil edilmiştir.
Bu projede, bazalt taşlarının işlenmesi sırasında ortaya çıkan atıkları değerlendirmek için yaklaşık iki yıl süren araştırmalar yapılmıştır. Hedef, atıkları seramik üretiminde kullanarak üretim maliyetlerini düşürmek ve daha dayanıklı, kaymaz seramik yüzeyler elde etmektir. Projenin mimarlarından Prof. Dr. Öztürk, bu süreçte kaygan zeminlerin güvenli hale getirilmesinin önemli bir başarı olduğunu dile getirdi.
Prof. Dr. Öztürk, Türkiye’nin geniş bazalt taş rezervlerine sahip olduğunu vurgulayarak, bu atıkların ekonomiye kazandırılması ile sektörde stratejik bir değer elde edildiğini belirtmiştir. Geleneksel olarak kaymazlık direnci sağlamak için graminyla, alümina ve korund gibi pahalı ham maddelerin kullanıldığını ifade eden Öztürk, bu ürünlerin yerine atıklara yönelerek hem maliyetlerin düşürülmesi hem de kaymazlık direncinin sağlandığını belirtti.
“STANDART KARODA KAYMAZLIK DEĞERİ 19 İKEN 53’E ULAŞTIK”
Projenin diğer bir önemli katkısı ise, daha güvenli zemin malzemesi üretiminde ve maliyetlerin düşürülmesinde sağladığı faydalardır. Prof. Dr. Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buluşumuz, seramik karo sektöründe bazalt kesim atıkların endüstriyel ürünlere dönüşmesini ve seramik karoların kaymazlık direncini artırmayı hedefliyordu. Bu ürünler genellikle yol yapımı, peyzaj uygulamaları ve yapı malzemesi olarak kullanılmakta. Kesim işlemi sonrasında ortaya büyük miktarda atık çıkmakta ki bu, sektörde büyük bir problem oluşturmaktadır.” dedi.
İki yıllık yoğun çalışmalar sonucunda tescillenen proje ile kaymazlık direncinin oldukça artırıldığı kaydedilmiştir. Prof. Dr. Öztürk, taş üretim tesislerinden alınan atıkların kurutulup, mıknatıslama yöntemiyle ayrılması süreçlerini anlattı ve bu atıkların 45 mikron altına gelecek şekilde öğütüldüğünü ifade etti. Ardından endüstriyel pişirme işlemiyle bu atıklar kullanılabilir hale getirildi. Çalışma neticesinde yapılan rampa testlerinde, standart bir seramik karoda kaymazlık değeri 19 iken, bu yeni yöntemle 53’e ulaşılmıştır. Bu, doğal taş üretim tesisleri için büyük bir avantaj sağlamakta ve atıkları ham madde olarak seramik sektörüne kazandırılmasına yardımcı olmaktadır.
Benzer Haberler
