Diploma Fobisi: Absürt Bir Korkunun Anatomisi
Son zamanlarda yaşadığım garip bir iç daralması ve kaygıya dönüşen bir korku türü var ki; kendisine “diploma fobisi” dedim. Evet, kulağa biraz tuhaf geliyor, ama önyargılı olmamak gerek. Yani dinlemeden yargılamayın, belki de haklı olduğuma dair bir şeyler bulacaksınız. O yüzden bu yazıda sizi bu fobimin kökenlerine götüreceğim.
Her şey, arkadaşım Ekrem Bey’in üniversiteden çektiği fotoğrafları benimle paylaşmasıyla başladı. Geçen gün, üniversite anılarıma bakarken gelecekte başıma benzer bir durum gelirse kenarda tutup göstermek üzere bir şeyler saklayayım dedim. Ancak fotoğrafların içindeki ciddiyetsizlik canımı sıktı. Düşündüm ki, paylaşmak istediğimde, elinde sadece cıvık pozlar olan birisi olarak görüleceğim. Sadece birkaç tane ciddi poz yakalayabildim ki, bu bile zor bir meseledir. Önceki nesillerin pozlarını düşündüm, o ciddiyet ne kadar da kıymetliydi. Herkes fotoğraf çekerken ciddiyetle dururken biz, biraz daha eğlenceli bir geçmişe sahibiz belki de.
Bu ruh hali sadece fotoğraflarla sınırlı değildi. Bir gün diplomamla göz göze geldiğimde zaman sanki durdu. Diplomam bana, ben ona bakıyordum; içimde bir kaygı belirdi. “Yörük, sana zeval gelirse ne yaparım?” diye sordum. Diplomamın ciddi bir tavrı vardı, öyle her şakaya gülmezdi. Bu beni düşündürmeye zorladı; sonuçta üniversite hayatım boyunca edindiğim bilgiler ve deneyimler bu kağıdın üstüne yazılıydı. Ama yine de diplomanın gücü üzerimde bir baskı oluşturuyordu.
Diplomamdan sonra, doğum belgemi bile sorgulamaya başladım. “Ya bu belgeler de geçersiz olursa?” diye düşündüm. Hocalarımın kulakları çınlasın, “Ulus devlet kayıt tutar, belge – evrak her şeydir.” derlerdi. Bunu bir cümle olarak duymak beni çok rahatlattı, çünkü bu onların eğitimimle ilgili bir onur belgesi olarak varlığını gösteriyordu.
Açıkça söylemek gerekirse, izahı olmayan şeylerin mizahı çıkıyor ortaya; bu ülke hepimizi komedyen bipolar bireylere dönüştürdü. Bu yazıdan herhangi bir didaktik mesaj beklemeyin, çünkü ben de öğrenilmesi gereken bazı bilgileri iletmeden edemeyeceğim. “Hukuk hepimize lazım” gibi cümleler kurmanın bir anlamı yok; hepimiz biliyoruz ki diploma, sadece bir kağıt parçası değil, aynı zamanda bir yaşam standardı, bir meslek kapısı ve kişisel bir başarı göstergesidir.
Sonuç olarak, diploma fobim bana sadece bir korku değil, aynı zamanda bir dönüşüm yaşattı. Belki de bir gün, geçmişe dönüp bu dönemin belirsizlikleriyle başa çıkma becerimi değerlendireceğim. O andan itibaren herkesin belgesi ve diploması kıymetli; sonuçta, herkes bir hikaye taşır ve bu hikayenin en büyük kanıtı da o diplomadır. Bu nedenle, belki de bu fobiyle yüzleşmek ve korkunun üstüne gitmek en doğru yol olacaktır.