Yeni medya sanatçısı Refik Anadol’un, dünyanın ilk yapay zeka sanatları müzesi “Dataland”ın ilk projesine dair yaptığı açıklamalarda, bu yapay zeka sisteminin son derece karmaşık ve etkin olduğunu vurguladı. Anadol, “Bu sistem, dörtten fazla büyük dil modelini aynı anda dinleme, konuşma, paylaşma ve internet üzerinden arama yeteneğine sahip. Sorularımızı daha derinlemesine inceleyebiliyor” diye belirtti. Dataland, Los Angeles şehir merkezinde ünlü mimar Frank Gehry tarafından tasarlanan The Grand LA’de ziyaretçilere kapılarını açtı.
Dataland’ın açılışında kullanılan “Living Encyclopedia” (Yaşayan Ansiklopedi): Large Nature Model (LNM) projesine değinen Anadol, sanat dünyasının dijital sanata karşı uzun süre mesafeli durduğunu, kendisi ve benzeri sanatçıların bilgisayar, yazılım ve yapay zeka kullanarak sanat eserleri üretme çabalarının genellikle göz ardı edildiğini ifade etti. “Biz de eşim Efsun ile beraber Dataland ile, dijital sanatları hayal eden sanatçılara daha iyi anlaşılma ve sergilenme imkanı sağlamak istedik” şeklinde konuştu.
‘500 MİLYONDAN FAZLA VERİ TOPLADIK’
Refik Anadol, Dataland müzesinin yaklaşık iki yıl süren çalışmanın ürünü olduğunu belirterek, bu süreçte hem mekan tasarımlarını hem de arka planda çalışan yapay zekayı geliştirdiklerini aktardı. Üretim aşamasında etik veri kullanarak, çevreye zarar vermemek için özel bilişim gücü sağladıklarının altını çizdi ve özellikle Google ile olan iş birliği sayesinde geri dönüştürülebilir enerji kullanarak yapay zeka sistemini geliştirdiklerini kaydetti.
Anadol, büyük müzelerden 500 milyondan fazla etik veri topladıklarını ifade ederken, bunlardan yalnızca 2,5 milyonunun ekibi tarafından kontrol edilerek onaylanmış bir veri setine dönüştürüldüğünü açıkladı. Bu veri seti, geçtiğimiz hafta beta sürümünü kullanıma sundukları “Yaşayan Ansiklopedi” ile ilk defa izleyicilere sunuldu. Anadol, “Niyetim, yapay zekayı 21. yüzyılda bir ansiklopedi şeklinde kullanabilmek” dedi.
YAŞAYAN ANSİKLOPEDİ
Dataland Müzesi’nin Los Angeles’ta, Walt Disney Konser Salonu, The Broad Müzesi ve MOCA Müzesi gibi önde gelen kültürel yapılarla birlikte konumlandığını aktaran Anadol, Gehry’nin tasarımını hayal ettiği gibi geleceğe dair kültür barındıracak bir alan oluşturmak istediklerini ifade etti. Anadol, müzenin ilk sergisinde yağmur ormanlarına ilişkin veriler kullanılacağını ve Şubat 2025’te Türkiye için başka bir projeyi gerçekleştirmeyi planladıklarını belirtti.
Dataland’ın ilk projesi olan Yaşayan Ansiklopedi’nin, “ChatGPT”, “Sora” ve “Midjourney” gibi mevcut yapay zeka araçlarıyla rekabet edebilir nitelikte olduğunu vurgulayan Anadol, projeye dair detaylar verdi. “Fiziksel bir deneyim oluşturmanın yanı sıra, bu yapay zekanın anlaşılabilir, okunabilir ve görülebilir olmasına yönelik bir hedefim var. Bunun için LNM adıyla yeni bir sistemi kodladık. Bu sistem, tüm dünyadan geri kalmayacak karmaşıklıkta bir yapay zeka” dedi.
Ayrıca LNM’nin üç etkileşim modunun bulunduğuna dikkat çeken Anadol, “Araştırma modunda ekosistemleri keşfedebilir; oluşturma modunda ise bilimsel olarak doğru görüntüler üretebilirsiniz. Dream mode, meditatif bir yolculuk sunarak sakinlik ve bağlantı alanı yaratır” diye ekledi. LNM’yi bir ansiklopedi olarak tanımlayan Anadol, yapay zekayı sanat üretirken “düşünen fırça” olarak nitelendirdiğini belirterek, şimdi ise bunun “düşünen bir ansiklopedi” ve “düşünen bir kitap” haline dönüşt