CHP Başkan Yardımcısı Karabat, geçim zorluklarının gittikçe arttığını belirtti ve bu durumun halkı ucuz ve sağlık açısından risk taşıyan ürünlere ittiğini ifade etti.
Enflasyon ve hayatın maliyeti konularında endişeler Türkiye’de artmaya devam ederken, hükümetin açıklamaları birçok kişi tarafından olumsuz karşılandı. CHP Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, geçim zorluklarının arttığını öne sürdü ve bu durumun halkı düşük kaliteli ve sağlık açısından riskli ürünlere yönlendirdiğini söyledi.
“e-Ticaret siteleri dikkatli incelenmeli”
CHP Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili olan Özgür Karabat, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada e-ticaret platformlarının taşıdığı sağlık risklerine dikkat çekti. Bu platformlara daha sıkı denetim uygulanması gerektiğini söyleyen Karabat, “Hükümetin izlediği hatalı politikalar, halkı ucuz ve denetimsiz ürünlere mecbur kılıyor” şeklinde konuştu.
Karabat, online satış sitelerine getirilen kota sınırlamasının da bu durumun net bir göstergesi olduğunu belirtti. Karabat; “Son yapılan hesaplamalara göre, bir Uzak Doğu alışveriş platformunun Türkiye’deki aktif kullanıcı sayısı 9,3 milyona ulaştı. (Bu sayının Eylül ayında 10 milyonu geçtiği ifade ediliyor.) Bu platformun günlük işlem hacmi ise 1,4 milyon!” dedi. Karabat’ın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım şöyleydi:
“İnsanlar sağlık kaybı yaşarken, ithalat lobisi milyarlarca dolar kazanıyor”
1-Enflasyonla mücadele gerekçesiyle hayata geçirilen gizli bir planı birlikte açığa çıkaralım. Biraz uzun olacak ama lütfen okuyup paylaşın. Çünkü burada asıl konu halk sağlığı.
2-Kullanılabilir geliri gittikçe azalan insanların ucuz ürünlere talebi artıyor. Bir Uzak Doğu merkezli e-ticaret platformu (TEMU), Türkiye’deki en popüler alışveriş noktalarından biri oldu.
3-Son yapılan hesaplamalara göre, bu platformun Türkiye’deki aktif kullanıcı sayısı 9,3 milyona ulaştı. (Eylül ayında bu sayının 10 milyonu geçtiği belirtiliyor.)
Günlük işlem yapan kullanıcı sayısı sa ise 1,4 milyon!
4-Bu platforma olan talep artınca, yurt dışı online alışveriş sınırı 150 Euro’dan 30 Euro’ya çekildi. Görünürde yerli üretici korunmuş oldu ama ithalat hala devam ediyor.
5-Online alışverişlerdeki ortalama sepet miktarı 10-15 Euro olduğu için bu uygulama online platformlara fazla etki etmedi.
“İnsanlar ucuz ürün almasın mı” diyebilirsiniz… Ancak durum şu şekilde:
6-Birçok kişi bu karara tepki gösteriyor, haklılar da çünkü geçim zorlukları büyük oranda arttı. Ancak bu yöntemle satın alınan ürünler herhangi bir denetimden geçmiyor.
Sadece Uzak Doğu’dan değil, Amerika’dan ve dünya üzerindeki diğer bölgelerden farklı platformlar aracılığıyla kanserojen ve sağlıksız ürünler gümrük denetimlerinin radarına girmeden direkt olarak Türkiye’deki evlere ulaşıyor.
7-İnsanların geliri artırılması yerine, onları sefalete mahkum ederek ucuz ve sağlıksız ürünlere zorluyorlar.
AKP, bu durumun hesabını vermeli… Bizim asıl konuşacağımız mesele bu.
8-Okulların açılmasıyla birlikte, yurt dışından 80-100 lira karşılığında getirilen okul çantalarının düşük kalitede olduğunu belirtti. Kokusu bile katlanılacak gibi değil… Kalem, silgi gibi yoğun kimyasal içeren ürünleri çocuklarımızın kullanacağını belirtti.
9-Bu yabancı platformlar Türkiye’de tek kuruş vergi ödemiyor, maliyeti ve işgücü yok.
Ama bu platformlar nedeniyle zarar eden Türk firmaları vergi ödüyor, denetleniyor ve işgücü sağlıyor.
Nasıl kalitesiz ucuz ürünlerle rekabet edebilirler ki?
10-İnsanları fakirleştir, ucuz ve kalitesiz ithal ürünlere mahkum et, Türk işletmelerini iflas ettir, işsizliği körükle… AKP’nin uyguladığı gizli politika kısaca bu.
Veriler, bu tezimizi fazlasıyla destekliyor.
11-Türkiye’nin hammadde ve ara malzeme ithalatı yılın ilk 8 ayında yüzde 13,7 düşerken, tüketim malı ithalatı aynı oranda, yani yüzde 13,7 artıyor. Detayları tabloda görebilirsiniz.
12-Yabancıların burada vergi ödemeden, denetimsiz bir şekilde, sağlıksız ürünler satabilmesine öncelikle AKP’ye seslenenlere buradan bir çağrı yapıyorum. Yerli üreticinin maliyetleri düşürülsün, yerli ürünlerin pahalı olmasının nedenleri ortadan kaldırılsın. Vatandaşlarımız da Made in Türkiye etiketli ürünleri tüketsin.
13-Popülist yaklaşımlardan kaçınmak ve mantıklı düşünmek gerekir.
Mehmet Şimşek, iç talepteki daralmayı belirtirken ithal tüketim malzemelerindeki artışı görmezden geliyor. Çünkü ithalat lobilerine kaynak aktarılmaya devam ediyor.
14-Bu noktada vatandaşlarımıza bir çağrıda bulunmak istiyorum. Sadece ucuz olduğu için satın almak zorunda olduğunuz ürünleri dikkatlice seçin. AKP’nin denetim mekanizması artık yoktuğu için lütfen sağlık açısından riskli olabilecek ürünler konusunda dikkatli olun. AKP gidebilir ama siz burada kalıyorsunuz ve sağlığınız bizim için çok kıymetli.”