Başkent’in Süper Lig’deki temsilcisi Gençlerbirliği, maddi sıkıntılarla boğuşmaya devam ediyor. Yönetim artık zafer sarhoşluğundan sıyrılmalı ve acil çözüm bekleyen sorunları öncelik sırasına göre ele almalı. Yönetimin, süper lige çıkmada sağladığı tek katkı, sezon içinde tecrübesiz bir teknik direktör yerine bu alanda ehil olan Hüseyin Eroğlu’nu göreve getirmesi oldu. Ancak sezon sona ererken, kulüp yönetimi hala beklenen genel kurul tarihini açıklamamış ve teknik direktör konusunu çözümlememiş durumda.
Hüseyin Eroğlu’nun, kulübü dört sezon aradan sonra Süper Lig’e taşıyan başarısının ardından, sözleşmesinde yer alan bir yıllık opsiyon maddesine rağmen, hâlâ resmî bir devam kararı verilmemiş olması büyük bir belirsizlik yaratıyor. Kulüp Başkanı’nın bu konuda neyi beklediği merak ediliyor. Zira Gençlerbirliği’nin maddi durumu oldukça kötü, kasada para kalmamış ve artan borçlar söz konusu. Bu durum, başkanın geçmişte rahmetli Cavcav’ın yaptığı bir yatırıma atıfta bulunmaktan alıkoymuyor. Belirtilen görüşler arasında, başarılı sonuçların beyaz sayfada değil de geçmişteki yatırımlara bağlı olduğu yönünde spekülasyonlar dolaşıyor.
Bu sürecin yanı sıra, kulübün ekonomik yapısının güçlendirilmesi adına çeşitli çabalar da var. Duyumlara göre futbol federasyonundan alınacak süper lige katılım gelirinin belgeye dökülüp banka kredisi alınması gibi planların vardır. Ayrıca, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’tan, şehrin Süper Lig’deki temsilcisi Gençlerbirliği’ne destek vermesi için yardım bekleniyor. Yavaş, kentin dinamiklerini harekete geçirerek temel sorunların çözümüne yardımcı olmasını umuyor.
Ankara’nın iş dünyasında ve siyasetinde, Gençlerbirliği’ne destek konusunda pek fazla istekli görünmeyen kişilerin olduğu bir gerçek. Bu durum, başkentte yıllarca süregelen destek eksikliğini ortaya koyuyor. Eğer Ankaralılar, kendi şehirlerinin önemli bir değeri olan Gençlerbirliği’ni desteklemezlerse, kulübün geleceği tehlikeye girebilir. Spor camiası, bu durumda zorlanır ve yeterli maddi destek sağlanmadan, diğer kulüplerle rekabet edebilmek imkânsız hale gelebilir.
Gençlerbirliği’nin mevcut yöneticileri, kurumsal destekleri sağlayamadıkları takdirde, ligde kalıcı bir kadro oluşturma şansını oldukça zor görecekler. Bu gibi olumsuzluklar, sadece Gençlerbirliği için değil, aynı zamanda Ankara’nın spordaki kimliği için de ciddi bir tehlike oluşturmaktadır. Başkent’in Süper Lig’de temsil edilmemesi, kentin spor ve sosyal hayatını da olumsuz etkilemekte; bu durum da başkentin tanınması ve ulusal düzeydeki imaj biçimini zedelemektedir.
Sonuç olarak, Gençlerbirliği’nin karşı karşıya olduğu problemleri çözmek için harekete geçilmesi gerekiyor. Kulübün geleceğini sağlam temellere oturtmak, hem yönetim kurulu hem de kamuoyunun ortak bir vizyonu benimsemesini gerektirecektir. Eğer bu mali sıkıntılar aşılamaz ve düzgün bir plan ile destek sağlanamazsa, kulübün Süper Lig’deki geleceği tehlikeye girecektir.