Son günlerde Kore Yarımadası’nda yaşanan gerginlikler Güney Kore ve Kuzey Kore arasındaki ilişkileri daha da gererken, Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol’un Ulusal Güvenlik Konseyi’nin 2018’de imzalanan askeri gerilimleri azaltmaya yönelik anlaşmayı tamamen askıya alması kararı gündemi sarsmıştır. Güney Kore Savunma Bakan Yardımcısı Cho Chang-rae, bu kararın ordunun 2018 antlaşması ile kısıtlanan askeri faaliyetlerini normale döndüreceğini belirtmiştir.
Güney Kore’nin aldığı bu kararla birlikte, 5 yıldan fazla bir aranın ardından Askeri Sınır Hattı (MDL) ve kuzeybatı sınır adaları yakınlarındaki askeri faaliyetlerine yeniden başlama hakkını elde etmiştir. Ayrıca, Pyongyang’ı kızdıracak nitelikte olan dev hoparlörler de sınır bölgelerine yeniden kurularak Kuzey Kore’ye karşı propaganda faaliyetlerinin artırılacağı belirtilmiştir.
2018 yılında imzalanan anlaşma ile Güney Kore ve Kuzey Kore arasındaki askeri gerilimleri azaltmayı hedefleyen anlaşma kapsamında belirli kara ve deniz tampon bölgeleri oluşturulmuş, askeri tatbikat yapılmaması kararı alınmıştı. Ancak, Güney Kore’nin bu kararıyla birlikte bu kısıtlamalar kaldırılmıştır.
Kuzey Kore’nin geçtiğimiz yıl yörüngeye keşif uydusu fırlatmasının ardından Güney Kore’nin kısmen askıya aldığı anlaşma, sonunda tamamen askıya alınmıştır. Kuzey Kore’nin Güney Kore’ye misilleme yaparak anlaşmayı tamamen çektiği açıklaması, bölgedeki gerilimi artırmıştır.
Kuzey Kore, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına rağmen nükleer silah ve balistik füze programını sürdürmüş, son zamanlarda birçok silah denemesi gerçekleştirmiştir. Ayrıca, geçtiğimiz ay gerçekleştirdiği başarısız keşif uydusu fırlatma denemesinin ardından Güney Kore sınırına yüzlerce balon göndererek tansiyonu yükseltmiştir.
Sonuç olarak, Güney Kore’nin Kuzey Kore ile yaşanan gerilimler karşısında aldığı askıya alma kararı bölgedeki siyasi atmosferi daha da gererek Güney Kore ve Kuzey Kore arasındaki ilişkileri olumsuz etkilemektedir. Bu durum, genel olarak Kore Yarımadası ve çevresindeki güvenlik endişelerini artırmaktadır ve bölgedeki istikrarsızlığı derinleştirmektedir.