İsrail’in 7 Ekim’de Gazze’ye düzenlediği saldırılar bölgede tansiyonu yükseltirken, Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta gerçekleşen bir saldırı sonrasında gerginlik daha da arttı. Bu olaylar, Bağdat’ta gerçekleşen saldırılarla birlikte bölgedeki tehlikenin boyutunu gözler önüne serdi.
Lübnan’daki Hizbullah, Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri’ye düzenlenen suikast sonrasında intikam alacaklarına dair bir mesaj verdi. Aruri’nin öldürülmesinin ardından Lübnan’ın güneyinde dört savaşçının da öldürüldüğü bilgisi paylaşıldı. Hizbullah’a yakın bir kaynak, dört savaşçının İsrail sınırı yakınındaki Nakura’da öldürüldüğünü aktardı. Ayrıca bu grup içerisinde yerel bir liderin de hayatını kaybettiği belirtildi.
İsrail uçaklarının Nakura’nın merkezine baskın düzenleyerek bir evi yok ettiği ve çevredeki evlere zarar verdiği konusunda basında yer alan bilgiler de gerginliği artıran bir diğer unsurdur.
Gerginlik bölgede arttıkça, İran destekli milislerin Bağdat’ın merkezindeki lojistik destek karargahına düzenlenen hava saldırısında üst düzey bir milis komutanının öldürüldüğü de duyuruldu. Bu olayın ardından Irak ordusunun kontrolü altında olan milislerden oluşan koalisyon, ABD liderliğindeki uluslararası koalisyonun Irak güvenlik gücüne yönelik “haksız” saldırısının sorumluluğunu üstlendi. Irak’taki başbakanlık ofisi ise bu saldırının ülkenin egemenliğini ihlal ettiğini belirtti.
Bu olaylar, İsrail ve Lübnan arasında yaşanan gerilimin yanı sıra Irak’taki ABD liderliğindeki uluslararası koalisyonun ülkedeki güvenlik güçlerine yönelik saldırısının da boyutunu gözler önüne sermektedir. Olayların ardından bölgede tansiyonun yüksek seyrettiği açıktır.