Sosyal medya platformlarında, İstanbul’da bulunan bir veri merkezine sahip telekomünikasyon şirketinin müşteri bilgilerinin sızdırıldığına dair iddialar ortaya atılmıştır. Bu siber saldırı sonrasında, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Murat Kırık, siber güvenlik önlemlerinin önemine dikkat çekmiştir. Prof. Dr. Kırık, Türkiye’de yaklaşık 2 milyon abonesi olan ve hem internet hem de telefon hizmetleri sunan bir telekomünikasyon firmasının siber saldırıya maruz kaldığını belirterek, sosyal medya tartışmalarının hızla yayıldığını ifade etmiştir. Birçok kullanıcı, kişisel verilerinin ele geçirilmesi nedeniyle endişe duymakta ve bu durum, toplumda büyük bir korku ve panik ortamı yaratmaktadır.
Prof. Dr. Kırık, konu ile ilgili yapılan resmi açıklamaya da dikkat çekerek, IP bilgileri ve telefon bilgilerinin ele geçirildiğinin, ancak banka ve finans verilerinin güvendiği yönünde ifadeler bulunduğunu bildirmiştir. Günümüzde internet üzerinden gerçekleştirilen işlemlerin yaygınlığı, kullanıcılar arasında daha önce birikmiş olan güvenlik kaygılarını artırmakta, sosyal medya hesapları ve internet şifreleri gibi özelliklerin tehlikeye girmesi, vatandaşların kaygılarını daha da beslemektedir. Eğer bir siber saldırgan, ağ trafiğini izleme yeteneğine sahipse, bu durumda şifreler ve potansiyel olarak diğer gizli bilgiler ele geçirilebilir.
Bunun yanı sıra, Prof. Dr. Kırık, şirketlerin olası bir siber saldırıdan nasıl korunabilecekleri hakkında çeşitli önerilerde bulunmuştur. İlk olarak, dijital dünyada her şeyin artık elektronik ortamda gerçekleştiği düşünülürse, şirketlerin gerekli güvenlik katmanlarını oluşturması gerektiğini dile getirmiştir. Şirketlerin, sızma testleri yapmaları ve verilerin güvenli ve güncel bir şekilde tutulmasını sağlamaları önem arz etmektedir. Ayrıca, dijital farkındalığı artırmak için çalışmalara devam edilmeli ve şirket bünyesinde siber güvenlik uzmanlarının istihdam edilmesi gerekliliği vurgulanmalıdır.
Prof. Dr. Kırık, pek çok telekomünikasyon firmasının verilerine sahip olmalarının, bu bilgilerin kötü niyetli kişiler tarafından dolandırıcılık stratejilerinde kullanılmasına neden olabileceğinin altını çizmektedir. Bu durum, hem bireysel kullanıcılar hem de şirketler açısından ciddi mağduriyetlere yol açabilmektedir. Dolayısıyla, şirketler siber güvenlik önlemlerini almalı, sistemlerini sürekli güncelleyerek kendi müşterilerine ve vatandaşlara, kişisel verilerini nasıl güvende tutabilecekleri konusunda rehberlik etmelidir.
Sonuç olarak, yaşanan siber saldırı sadece o telekomünikasyon firmasıyla sınırlı kalmayıp, genel olarak siber güvenlik konusunu yeniden gündeme getirmiştir. Bu durum, bireylerin ve kurumların veri güvenliğine dair daha dikkatli olmaları gerektiğini ve gerekli önlemleri almanın önemini ortaya koymaktadır. Bu çerçevede, hem kullanıcıların hem de şirketlerin siber güvenlik konusunu ciddiyetle ele alarak gereksinimlerini karşılamaları büyük bir ihtiyaç haline gelmiştir.