Pazar vaazım…

Unutmayın ki spor yapan biri, senin antrenman yapmanı yargılamaz.
Milyoner biri, iş kurduğun için seni eleştirmez. Müzisyen biri, şarkı söylemeye çalıştığın için dalga geçmez.
En çok konuşanlar, hiçbir yere varamayanlardır. Yani demem o ki boş tenekeden çok ses çıkar.
Evet siyasal islamcılara sesleniyorum; Bir Peygamber(sav) düşünün ki, Sakal bırakırken sünnetine uyuluyor, suyu üç yudumda içerken sünnetine uyuluyor, sağ elle yemek yerken sünnetine uyuluyor. Elbette harika.
Ama aynı Peygamberin sünneti; Siyasette yok, ekonomide yok, Hukukta yok, Aile hayatında yok, Nafakada yok,
Mirasta yok, Eğitimde yok, Ahlakta yok ise; O toplum, Peygamberini
anlayamamış demektir, öyle değil mi?
Eğer bir toplum, Peygamberinin (sav) sadece; Boyunu, Kilosunu, Şemailini,
Saçını nasıl taradığını merak ediyorsa, Lakin; Faizi nasıl ayakları altına aldığını, Sömürüyü nasıl durdurduğunu, fitneyi nasıl yasakladığını, İsrafı ve Yolsuzluğu nasıl önlediğini, hiç merak etmiyorsa,
O toplum; Peygamberini anlayamamış demektir, öyle değil mi?
Eğer bir toplum; Peygamberini (sav),sakal bırakırken hatırlayıp, Lakin,o bir karış sakalla; Yalan söylerken, İftira ederken, Gıybet ederken, Harama bakarken, Kalp kırarken, Merhametsizlik yaparken, Sakalda örnek aldıkları Peygamberin, Tüm bu Ahlaksızlıklara ne diyeceğini hiç hatırlamıyorlarsa,
O toplum; Peygamberini anlayamamış demektir, öyle değil mi…
Eğer bir toplum; Peygamberlerini (SAS) başkalarına anlatırken;
Gece namazıyla, Açlıktan karnına bağladığı taşla, Üzerinde uyuduğu hasırın yüzüne çıkardığı izle, Yaşadığı hurma dallarından, Kerpiçten yapılmış evle anlatıyor; Ama kendi hayatlarındaki;
Serpme kahvaltılarda, Kadife kumaştan cübbelerde, Lüks villalarda, Devre mülklerde, Beş yıldızlı otellerde, İhale salonlarında, Son model araçlarda,
Hayatlarını sürdürüyorsa, hep başkalarına anlattıkları bu Peygamberi hiç akıllarına getirmiyorlarsa
O toplum; Peygamberini (sav)
Anlayamamış demektir, öyle değil mi…
Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah’ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik (Kur’an-ı Kerîm, Ahzab, 45-46). Buyuran rabbimizi ve onun resulünü dahi işimize geldiği hayata uydurmayı başardık. Tevhid inancından da uzaklaştık.
Önce İslâm’ı öğrenin, öğrendiğinizi yaşayın, yaşadığınızı anlatın. Böyle yaparsanız Allah size bilmediklerinizi öğretir ve Allah (cc), kendi yolunda mücadele etme şerefini size nasip eder.
Oysa ki Hz. Peygamberi (sav) anlamak; inanç, amel, fikir ve duruşumuzu İslam ile uyumlu hale getirmektir. Beşerî ideolojilerin, İslam dışı düşüncelerin, bid’at, hurafe ve sapkınlıkların şerrinden Allah’a (cc) sığınmaktır.
İşte sırf bu yüzden bile okumayı ve araştırmayı bırakmamak şarttır. Allah hepimize öğrendiklerimizle amel etmeyi kolaylaştırsın…
Dip notumuza gelelim; Siz siz olun, sizi seven insanı üzmeyin. Ahını almayın. Başınıza sarmayın. Hatta direnirken de gülümsemeyi bırakmayın. Rabbim ben ve alayınızın hayatında ki tüm eksiklikleri tez zamanda doldursun. Saygı ve hürmetle büyük küçük demeden alayınızın ellerinden öperim…
“Okuyucular üzülmesin, çünkü; Bozkurtlar dirilecektir.”
Evet unutmadan; Cesaret Bulaşıcıdır…
10 kuruşluk pul ve imza…
allah’ına gurban olduğum ne güzel metin
bu milleti aydınlığa çıkarmalı bu okundumu
çıkmasada uğraşma millet ile demektir ki hakettiği gibi yaşıyor millet boş ver gitsin ✋den öperim?