Koronavirüs salgınında birçok ülke, sıkı mali destek politikalarını uyguladı ve ardından kamu borçlarında önemli artışlar yaşandı. Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, küresel kamu borcu bu yıl yüzde 5,4 artarak 97 trilyon dolara ulaştı. ABD, 33 trilyon dolarlık kamu borcuyla dünya lideri konumuna yükseldi. Salgın döneminde hükümetler büyük çaplı harcamalar yaparak istihdam piyasasını korumaya çalıştı. Bu teşvikler ve harcamalar, kamu borçlarının hızla artmasına neden oldu. Düşük faiz oranları hükümetlerin borçlanmasını cazip kılsa da, yaşlanan nüfusa yönelik sağlık harcamaları ve emekli maaşlarına yapılan harcamalar bütçeleri baskı altına aldı. Rusya-Ukrayna savaşı ise enerji fiyatlarını artırarak, birçok ülkenin bütçesinde subvansiyonlar yoluyla baskı oluşturdu. Uzun vadede bu durum, küresel ekonomi ve refahı olumsuz yönde etkileyebilir. IMF, 2019’da küresel kamu borcunun 74 trilyon dolar olduğunu söyleyerek, 2023 itibarıyla bu rakamın yüzde 32 artarak 97 trilyon dolara ulaştığını belirtti. ABD’nin kamu borcu, dünya genelindeki kamu borcunun üçte birine denk gelirken, Japonya’nın kamu borcunun GSYH’ye oranı yüzde 255 olarak tespit edildi. ABD’nin borcunun miktarı 33 trilyon dolara ula ştı ve salgın, ülke ekonomisini olumsuz etkiledi. Rusya-Ukrayna savaşı ise ABD kamu borcunun olumsuz etkilenmesine neden oldu. Çin ise ABD’nin ardından 17,2 trilyon dolarla en yüksek kamu borcu olan ülke durumunda. Uluslararası finansal sistemde acil bir reform yapılması çağrısında bulunulsa da, borç hizmetleri yoluyla sağlık ve eğitime harcanan paranın artması, endişe verici bir durum olarak tanımlandı. IMF, borçların dünya genelinde büyüyen refah yükü oluşturduğunu ve acilen bir reform yapılması gerektiğini belirtti. Bu durum, dünya ekonomisindeki istikrarsızlık için ciddi bir risk oluşturabilir.
