İsrail’in Gazze’ye gerçekleştirdiği hava saldırıları devam ederken, Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’da 150 bin kişinin teravih namazını kıldığı bildirildi. Gazze’deki saldırılar sonucunda binlerce sivil hayatını kaybederken, İsrail Ramazan ayında da saldırılarına devam etmektedir. Özellikle Gazze halkının Mescid-i Aksa’ya girişini sınırlayan ve gençleri içeri almamaya çalışan İsrail’e rağmen, Kudüs İslami Vakıflar İdaresi’nin verdiği bilgiye göre bugün 150 bin Müslüman teravih namazına katılmıştır. Eski Şehir’deki dar sokaklar yoğunluk içindeyken, İsrail polisi 7 Ekim 2023 tarihinden sonra Filistinlilerin Mescid-i Aksa’ya girişine izin vermemiştir. Fakat Ramazan ayında kısıtlamaların hafiflemesiyle Mescid-i Aksa’da 120 bin kişi cuma namazını kılmıştır. İsrail’in 1967’den beri işgal altında tuttuğu Doğu Kudüs ve Batı Şeria arasında inşa ettiği beton duvarlarla kontrol noktaları bulunmaktadır. Bu kontrol noktaları sayesinde normal günlerde Batı Şeria’dan Kudüs’e geçiş izni almayan Filistinliler, özel izin olmadan geçiş yapamamaktadır.
Bu durumlar arasında, Mescid-i Aksa’nın yönetiminden sorumlu olan Kudüs İslami Vakıflar İdaresi’nin açıklamaları öne çıkmaktadır. Engellemelere rağmen 150 bin kişinin Mescid-i Aksa’da topluca ibadet etmesi belirgin bir şekilde anılmıştır. İsrail polisinin Mescid-i Aksa’ya girişi sınırlaması ve Filistinlilere müdahalesi ise dikkat çekici bir konudur. Mescid-i Aksa’nın tarihî önemi ve Kudüs’ün genel durumu da oldukça hassas bir konudur. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları ve Doğu Kudüs’te yaşanan gerilimler, bölgedeki halkları olumsuz etkileyen gelişmeler arasında yer almaktadır.
Sonuç olarak, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları sürerken Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’da 150 bin kişinin teravih namazını kıldığı bilgisi öne çıkmaktadır. İsrail’in Filistinlilere yönelik uyguladığı kısıtlamalar, Mescid-i Aksa’ya giriş izinleri ve genel olarak bölgede yaşanan gerilimler, bölgenin çalkantılı durumunu göstermektedir. Bu durumlar, bölgedeki siyasi ve sosyal dengelerin hassasiyetini gösterirken, barış ve istikrarın sağlanması için daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiğini de ortaya koymaktadır.