Fransa’da son yıllarda epik klasik eserler dikkat çekici bir ilgiyle karşılanıyor. Alexandre Dumas’nın “Üç Silahşörler” eserleri, Fransız izleyici tarafından büyük beğeni topladı. Ünlü yapımcı Dimitri Rassam, bu başarının ardından, senaryo yazarı Matthieu Delaporte ve Alexander de la Patellière’ye yazarın bir başka eseri olan “Monte Kristo Kontu”nun senaryosunu yazıp yönetme görevi verdi. Film, 43 milyon Avro bütçeye sahip olup, izleyici sayısı 9 milyonu aşmıştır.
Filmin konusu, 1815-1839 yılları arasında Edmond Dantes’in yaşadığı olayları ele alıyor. Dantes, sevgilisi Mercedes ile evlenirken tutuklanmakta, düşmanları tarafından sürgüne gönderilmekte ve 14 yıl süren pranga mahkûmluğunun ardından kaçıp zengin hale gelmektedir. Dantes, Monte Kristo Kontu olarak intikam almakta ve bu süreç günümüze de çeşitli göndermeler içermektedir. Aristokrasinin sona ermesi, günümüzde paranın gücünün öne çıkması ile paralel bir tema sunmaktadır.
Filmde Osmanlı İmparatorluğu’nu etkileyen Tepedelenli Ali Paşa’nın adı sık sık anılıyor. Edmond, intikam sürecini adeta bir tiyatro yönetmeni gibi planlayarak yürütüyor. Ancak adalet arayışı ile intikam arzusu arasında ince bir çizgi bulunmaktadır; bu denge her an değişebilir.
Karakışa karşı Batı ile Doğu’yu bir araya getiren filmde, karakterler ve tasarımlar sınırsız duyguları işliyor. Sürekli değişen durumlar ve kulis oyunları filmin hareketliliğini artırmakta. Edmond, gençliğinde aşk doluyken hayat dolu bir portre çizerken, Monte Kristo Kontu olduğunda çeşitli maskeler ardında içsel bir performans sergilemektedir. Görüntü yönetmeni Nicolas Bolduc, genç Edmond’u aydınlık ve güneşli ortamlarda tasvir ederken, Kont’un karanlık dünyası loş ve gölgeli mekânlara yansıtılmaktadır.
Filmin paletinde mavi, turkuaz, sarı ve turuncu gibi toprak renkleri gözlemleniyor. Yönetmenler, modern anlatım teknikleri kullanarak dronla çekimler, plonjeler ve kaydırmalar gerçekleştiriyor. Müzik, yapım tasarımları, görüntü çalışmaları ve kostümler alanında oldukça başarılı bir çalışma ortaya konmuş. 18. yüzyıla ait Romence şarkı “Dorul”, Türk sanatçı Gülay Hacer Toruk tarafından seslendiriliyor. Dantes, intikamını almasına rağmen bu yoğun duygunun insanlığına mal olduğunun farkındadır. Marsilya’yı terk ederken “İnsanların izlerini bırakmadığı denize gidiyorum” ifadesi dikkat çekicidir.
Film, adalet, intikam, aşk, nefret, vicdan, ihanet ve sadakat temalarını işleyen bir yapım olarak öne çıkmakta. Pierre Niney, Anais Demoustier, Laurent Laffite, Bastien Bouillon ve Anamaria Vartolomei gibi isimlerin performansları, “Monte Kristo Kontu”nu izlemeye değer kılmaktadır.
Psikolojik korku kategorisinde dikkat çeken “Gülümse” (2022) filmi, büyük bir başarı elde ettikten sonra Parker Finn, “Gülümse 2”yi Cadılar Bayramı için hazırladı. Trafik kazasına uğrayan pop star Skye Riley, torbacısından madde almak üzere gittiğinde doğaüstü bir varlık tarafından takip edilmeye başlıyor. Gerçek ile hayal arasında gidip gelen Skye’ı biçimsiz gülen yüzler izlemekte. İlk filmin soğuk atmosferinin aksine, devam filmi şov dünyasının parlak ışıklarıyla dolu.
Filmin sürpriz oyuncusu Jack Nicholson’ın oğlu Ryan Nicholson, babasının ünlü “Shining” (1980) filmindeki gülümsemesiyle karşımıza çıkıyor. Naomi Scott, Rosemarie Dewitt, Kyle Gallner, Lukas Gage ve Drew Barrymore gibi isimlerin de boy gösterdiği “Gülümse 2”, psikolojik korku meraklıları için kaçırılması gereken bir yapım olarak ön plana çıkıyor.