Son günlerde, menajer Ayşe Barım ve ünlü oyuncu Serenay Sarıkaya hakkında ortaya atılan çeşitli iddialar, Türk sanat dünyasında büyük bir tartışma başlatmış durumda. Bu iddiaların kaynağı, bir kadın menajerden gelen açıklamalar ve sektördeki bazı istediğimizden etkileyici haberler oldu.
Özellikle, belirtilen iddialar arasında, ”ünlü eşcinsel erkek sanatçının iş insanı sevgilisinden 5 milyon dolar aldığının” öne sürülmesi, sanat camiasını ikiye bölmüş görünüyor. Bunu takiben, ID İletişim adlı ajansın tekelleşmesi ile sektör içerisindeki bazı oyunculara belirli ayrıcalıklar tanıdığına dair iddialar da gündeme geldi.
Yaşanan bu gelişmeler üzerine, bazı oyuncular haklarını savunmak adına sosyal medya üzerinden bilgilendirmeler yaparken, özellikle ID İletişim bünyesinde çalışan isimler söz konusu iddiaları yalanladı. Bu konuyla ilgili bir başka önemli açıklama da Kızıl Goncalar dizisinin senaristinden geldi.
Sanat dünyasında bu karmaşanın devam etmesiyle birlikte, sosyal medya platformlarında bazı oyuncular haklarını savunan paylaşımlar yapmaya devam etti. Ayrıca, ID İletişim ailesinden bazı isimlerin iddiaları doğrudan yalanlaması, konunun daha da iç içe geçmesine neden oldu. Bu süreçte birkaç gün içinde birçok açıklama yapılarak, ortalık daha da karıştı.
Bu süreçte Şükrü Necati Şahin adlı bir oyuncu, Serenay Sarıkaya’ya destek vererek, ona karşı yapılan eleştirilere sert bir şekilde karşılık verdi. Şahin’in açıklamaları dikkat çekici bir şekilde şu ifadeleri içeriyordu: “Yedi ömür yaşasanız, Serenay’ın Fi dizindeki ya da Alice dizisindeki emeğine karşılık gelecek ciddiyeti gösteremeyecek y**şaklar toplandınız mı?” şeklinde bir eleştiride bulundu.
Bütün bu eleştiriler ve savunmalar, Ayşe Barım ve Serenay Sarıkaya‘nın etrafında dönen olayların daha da büyümesine neden oldu. Sanat dünyası bu olaylara farklı perspektiflerden yaklaşırken, olayların nereye varacağı merakla bekleniyor. Bu durum, sanatçılar arasında dayanışma, düşmanlık veya hatta daha fazlasını ortaya çıkarabilir. Şu anki tablo, sanat camiasının sadece gündemini değil, aynı zamanda geleceğini de etkileyebilecek potansiyel bir kriz yaratıyor.