Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, CHP Isparta Milletvekili ve PM Üyesi Hikmet Yalım Halıcı’nın ‘sığınmacılara harcanan sağlık giderleri’ soru önergesini yanıtladı.
CHP’nin Isparta Milletvekili Hikmet Yalım Halıcı, sığınmacılara harcanan sağlık giderleri hakkında kapsamlı bir soru önergesi sundu. Bu önergesinde, Türkiye’deki sığınmacı, göçmen, geçici sığınmacı ve mülteci sayısına dair ayrıntılar talep etti. Halıcı, bu grubun sağlık kurumları ve kuruluşlarına ne sıklıkla başvurduğunu ve bu hizmetlerin hangi bütçeden karşılandığını sorguladı.
Bakan Vedat Işıkhan, Halıcı’nın sorularına verdiği yanıtta, Türkiye’de bulunan ve geçici koruma altına alınan yabancıların, genel sağlık sigortası kapsamında tanımlı olmadığını belirtti. Işıkhan, bu grubun tedavi giderlerinin, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ile Sağlık Bakanlığı arasında imzalanan bir protokol doğrultusunda, götürü bedel usulü ile İçişleri Bakanlığı tarafından karşılandığını ifade etti.
GSS BORCU ÇIKARTTIKLARI VATANDAŞTAN ALIP SIĞINMACILARA HARCAMIŞLAR
CHP’li Halıcı, bu konuda yaptığı açıklamalarda, iktidarın yurttaşları sığınmacılardan daha kötü bir duruma soktuğunu öne sürdü. Halıcı, daha önce kendi vatandaşlarının sığınmacılardan bile kötü bir durumla karşı karşıya bırakıldığını ifade etti. Bakan Işıkhan’ın verdiği yanıtın, böyle bir durumu doğruladığını vurguladı. Halıcı, Türkiye’de 60 milyon insanın yoksulluk sınırında yaşadığını ve 20 milyon vatandaşın açlık sınırının altında bulunduğunu belirtti. Daha önce hiç hastane hizmeti almamış bazı vatandaşlara genel sağlık sigortası borcu çıkartıldığını ve ardından yapılan düzenlemelerle bu borçların bir kısmının kaldırıldığını ancak hala vatandaşın borçlandırılmaya devam edildiğini ifade etti.
Halıcı, alınmayan sağlık hizmetlerine borç çıkarıldığını, bu yolla toplanan paranın ise Suriyeli, Iraklı ve Afgan sığınmacıların tedavisi için harcandığını belirtti. Halıcı, bu durumun dünya tarihinde benzeri olmayan bir uygulama olduğunu vurgulayarak iktidarın yaklaşımına tepki gösterdi. Ayrıca, bu durumun Türkiye’deki sosyal adalet anlayışına zarar verdiğini de sözlerine ekledi.
Bu tartışmalar, Türkiye’deki sosyal huzursuzluk ve sağlık hizmetlerinin dağıtımındaki adaletsizlikler konusunda önemli bir güncel tartışma konusunu oluşturuyor. Hükümetin sığınmacılara yönelik sağlık güvenceleri ile, kendi vatandaşlarının sağlık hizmetlerinden mahrum kalması arasındaki çelişkiler, önümüzdeki günlerde de kamuoyunda yankı bulmaya devam edeceğe benziyor.
