Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, Ankara’dan ihracat yapan firmaların ihracat rakamlarının artış gösterdiğine dikkat çekti. Yüksek teknolojiye geçişin önemli bir göstergesi olan Ar-Ge’ye Türkiye’de en fazla harcama yapan 250 şirket arasında Ankara Sanayi Odası Üyesi 44 firmanın bulunduğunu ifade etti.
ASO meclis toplantısında bir konuşma yapan Ardıç, “Ülkemizin ekonomik seviyesini yükselterek global ölçekte rekabetçi hale gelmesi için yüksek teknolojili üretim ve ihracat önemli bir yol. İhracat rakamlarımız artıyor ve Cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırma aşamasındayız. Ancak bu övünç kaynağımızın altyapısının, yüksek teknolojili ihracattaki artış ve kilogram değerlerimiz olmasını hedeflemeliyiz” açıklamasında bulundu.
Ankara’nın 2018-2023 dönemine ilişkin hazırlanmış olan Dış Ticaret Analizi ve Teknolojik Boyut Çalışma Raporu hakkında bilgi veren Ardıç, “İhracatta yüksek teknoloji payımız, Türkiye ortalaması olan yüzde 3,8’in çok üzerinde; yüzde 13 oranına ulaşmıştır. Bu oran İstanbul’da yüzde 5, İzmir’de yüzde 2, Kocaeli, Bursa ve Gaziantep’te ise yalnızca yüzde 1’dir. Ankara’yı sanayi ve teknoloji merkezi haline getirme hedefimize ulaşmada kararlıyız” dedi.
Yüksek faiz oranlarının sanayicilere olumsuz etkilerinin hatırlatıldığı konuşmada, Ardıç, ABD Merkez Bankası’nın (FED) gerçekleştirdiği 50 baz puanlık faiz indiriminin ardından Türkiye’deki faiz indirim beklentilerine dikkat çekti. “Enflasyonla mücadelede sanayiciler olarak yüksek faiz ortamında fedakarlık yapmaktayız. Ancak erken bir faiz indiriminin, bugüne kadar çektiğimiz zorlukların boşuna olmasına yol açacağı gerçeğini unutmamalıyız. Merkez Bankası’nın alacağı kararlara güven duyduğumuzu vurgulamak isterim” şeklinde konuştu.
Kamunun tasarrufu şart
Ardıç, enflasyonla etkin mücadele için maliye ve gelir politikalarının güçlü destek gerektirdiğini belirtti. “Kamu desteğinden yoksun bir enflasyonla mücadele politikası, yüksek faiz oranlarının uzun süre devam etmesine yol açacak ve ekonomimize daha fazla zarar verecektir. Ekonomist Milton Friedman’ın da belirttiği gibi, enflasyon sadece aşırı hükümet harcamaları ve yüksek para arzı ile ortaya çıkar. Bu yüzden kamunun tasarruf yapması gereklidir. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketinin sonuçları, kamuoyuna duyurulmalı ve devlet kurumlarının enflasyonla mücadelesinin etkinliğini göstermelidir” açıklamalarında bulundu.
Sanayi sektörü 1.8 daraldı
Türkiye ekonomisinin yılın ikinci çeyreğinde yüzde 2,5 büyüyen bir görüntü sergilemesine karşın, sanayi sektörünün yüzde 1,8 oranında daraldığını belirten Ardıç, bu durumun ekonominin istihdam ve katma değer yaratabilmesi açısından önemli bir risk oluşturduğunu ifade etti. “Büyümenin refah seviyesi üzerindeki etkileri ve enflasyonda kalıcı bir düşüş sağlanabilmesi için reel sektörün güçlü kalması gereklidir. Yüksek faiz nedeniyle finansman erişimi ve kullanımında sıkıntı çeken KOBİ’ler için acilen özel kredi destek mekanizmaları devreye sokulmalıdır. Düşük faizli ve uzun vadeli kredilerin mevcut durumu iyileştirmesi şarttır” dedi.
‘Doğurganlık oranları geriliyor’
Türkiye’de doğurganlık oranının 1965 yılından bu yana en düşük seviyeye gerilediğini ifade eden Ardıç, nüfusun yenileme düzeyini temsil eden 2,10 oranının altında, 1,51 seviyesine düştüğünü belirtti. “Doğurganlık hızımız, yaşlı nüfus oranı ile bilinen Almanya, Fransa ve İngiltere gibi ülkelerin gerisinde kalıyor. Bu sırada ülkemizde yaşlıların toplam nüfus içindeki oranı ilk kez yüzde 10’un üzerine çıkmış durumda. Genç nüfusa dayalı demografik yapımız büyük bir fırsat iken, ekonomi açısından bu özellik hızla kaybolmaktadır. Ekonomik sıkıntılar, doğurganlık oranlarının azalmasının ana sebebi olmuştur. Sığınmacıların yüksek doğum hızı ise demografik yapımız için önemli bir risk teşkil etmektedir” ifadeleriyle konuşmasını sonlandırdı.