Uluslararası Adalet Divanı (UAD) bugün, İsrail’in Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarına ilişkin danışma görüşünü duyuracak. Divan, açıklayacağı danışma görüşünde İsrail’in Filistin’i işgali, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki ilhak uygulamaları, Doğu Kudüs’ün statüsünü değiştirme çabaları, apartheid ve ayrımcı uygulamaların hukuka aykırılığı ve bunların tüm devletler ve uluslararası kuruluşlar açısından doğuracağı sonuçlar hakkında kanaatini açıklayacak. Lübnanlı Yargıç Nawaf Salam’ın başkanlık edeceği halka açık oturumda okunacak danışma görüşünde, İsrail’in Filistin’i işgalinin hukuka aykırı olduğu, Kudüs’ün demografik yapısını, karakterini ve statüsünü değiştirmeye yönelik faaliyetlerinin hukuka aykırı olduğu belirtilecek.
Divanda yapılan duruşmalarda, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 49 ülke, Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Afrika Birliği, İsrail’in Filistin topraklarını işgal ve ilhakına ilişkin görüşlerini Divan’a sunmuştu. Türkiye, UAD’den danışma görüşü istenen konular hakkında yazılı beyanını ulaştıran ilk ülke olmuştu. Divanda çoğunlukla Orta Doğu ülkelerinin yer aldığı duruşmalarda, İsrail’in işgal altındaki Filistin toprakları üzerinde egemenlik hakkının bulunmadığı ve ilhak yoluyla toprak edinmenin hukuka aykırı olduğu savunulmuştu. Türkiye, İsrail’in Filistin’deki işgaline karşı çıkarak, İsrail’in kendi kaderini tayin hakkını sürekli olarak ihlal ettiğini ve işgali sona erdirmesi gerektiğini vurgulamıştı. Türkiye, 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan egemen ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasına ilişkin kalıcı ve sürekli bir çözüme ulaşılması çağrısında bulunmuştu.
Sonuç olarak, Divan’ın bugün açıklayacağı danışma görüşünün, İsrail’in Filistin topraklarında uyguladığı politikaların hukuki sonuçlarına dair önemli bir belirleyici olacağı ve uluslararası toplumda yankı uyandıracağı beklenmektedir. Danışma görüşü, İsrail’in işgal ve ilhak politikalarının uluslararası hukuka uygunluğu konusunda ciddi bir değerlendirme sunacaktır ve iddiaların doğruluğunu tespit etme yolunda önemli bir adım olacaktır. Bu görüş ayrıca, İsrail’in Filistin topraklarında gerçekleştirdiği ihlallerin sonlandırılması için yapılacak uluslararası baskıların artmasına ve devletlerin politikalarını gözden geçirmelerine yol açabilir.