Son yıllarda uzayda bulunan enkazlar büyük bir sorun haline gelmiştir. Günümüzde uzayda yaklaşık olarak 2 bin çalışan uydu bulunmaktadır ancak şu anda uzayda kullanılamaz hale gelmiş yaklaşık 3 bin uydu bulunmaktadır. Bu uydulara 15 bin küçük parça ve 150 bin takip edilemeyen enkaz parçası eşlik etmektedir. Gelecekte geniş kapsama alanı ve düşük gecikmeli telekomünikasyon hizmetleri sunmak için artan bir uydu sayısı beklenmektedir.
Uzay çöplerinin artışı, ülkelerin gökyüzündeki faaliyetlerine zarar verebileceği uyarısını yapmıştır. Türksat Uydu Programları Direktörü Fatih Ayhan, potansiyel çarpışma risklerinin arttığını belirtmiştir. Ayrıca ortaya atılan bir teori olan ‘Kessler Sendromu’na göre, uzay aktiviteleri sonucunda artan uzay çöplerinin zincirleme bir etki yaratarak tüm uzay araçlarına zarar verebileceği düşünülmektedir. Bu durumun önlenmemesi halinde ciddi kazaların yaşanabileceği belirtilmektedir.
Uzay çöplerine karşı çözümler aranmaktadır. Türksat Uydu Programları Direktörü Fatih Ayhan, yörüngedeki nesnelerin takip edilmesinin önemini vurgulamıştır. Ayrıca uzay çöplerinin toplanması ve atmosferde yanmalarının sağlanması için teknolojilerin geliştirilmesi gerektiği de belirtilmiştir. Ülkelerin iş birliği yaparak uzay çöpleri sorununa çözüm üretmelerinin zorunluluk haline geldiği ifade edilmiştir.
Türkiye’nin uzay çöpleriyle mücadelede daha aktif rol alması gerektiği belirtilmektedir. Ayhan, radar ve teleskop sistemlerinin genişletilmesinin Türkiye’nin uzaydaki varlığını artıracağını belirtmiştir. Ayrıca uzay ajansları ve ülkeler arasında iş birliğinin artırılması ve uzay çöpleriyle ilgili veri paylaşımının önemine vurgu yapılmıştır. Uzay araçlarının güvenli bir şekilde yörüngeden çıkartılması için doğru sistemlerin kullanılması gerektiği üzerinde de durulmuştur.
Uzay çöpleri konusunda milli çözümler geliştirilmesinin Türkiye’ye birçok avantaj sağlayabileceği belirtilmektedir. Bilimsel, ekonomik, güvenlik ve çevresel alanlarda Türkiye’ye katkılar sağlayacak olan bu teknolojiler, aynı zamanda uluslararası rekabeti artıracak ve ihracat potansiyeli yaratacaktır. Yapılacak yatırımlar sayesinde Türkiye’nin teknolojik olarak gelişmesi ve stratejik öneme sahip olması hedeflenmektedir. Küresel arenada bu alanda aktif olmanın prestij ve diplomatik ilişkiler açısından da önemli olduğu vurgulanmaktadır.