Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle, “Yıldız Sarayı’nın canlandırılması, İstanbul’un tarihi, kültürel ve turistik çekiciliğini daha da artıracağını düşünüyorum,” şeklinde bir ifade kullandı. Beşiktaş’ta yer alan Yıldız Sarayı’nın açılış törenine katılan Erdoğan, toplantıya katılanlarla beraber olmanın kendisi için büyük bir onur olduğunu belirtti.
Milli Saraylar Başkanlığı’ın altı yıllık titiz bir restorasyon ve yenileme çalışmasının sonunda, atalarımızdan kalan Yıldız Sarayı’nın canlandırıldığını belirten Erdoğan, “Bu saray, bu şehrin sembollerinden biridir ve bugünden itibaren kapılarını halkımıza ve dünya çapında ziyaretçilere açıyor. Yıldız Sarayı’nın eski ihtişamına ve güzelliğine kavuşturularak halkımızın hizmetine sunulmasını canı gönülden kutluyorum,” dedi.
“Pek çok öğretmenin ve uzmanın emek ve çabalarıyla bu güzel eser, eski ihtişamına kavuşmuştur” diyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu güzel eserin halkımıza yeniden kazandırılmasına vesile olan Milli Saraylar Başkanlığımıza, Başkan ve ekibine, Bakanımıza, proje üzerinde çalışan herkese teşekkürlerimi sunuyorum.”
Erdoğan, yaşanılan bu mutlu anın, değerli hocam Profesör Doktor Sadettin Ökten beyefendi ve Milli Saraylar Bilim Kurulu üyelerinin kıymetli çalışmaları sayesinde gerçekleştiğini vurguladı. Erdoğan, “Yıldız Sarayı’nın canlandırılmasıyla birlikte İstanbul’un tarihi, kültürel ve turistik imajının daha da gelişeceğine dair inancım tam,” dedi.
Devlet Büyüklerimizin Yıldız Sarayı’nın tarihsel geçmişi hakkında bilgi verdiklerini, sarayın hem mimari hem de sanatsal ve tarihsel açıdan oldukça kıymetli bir eser olduğunu belirten Erdoğan, “Bu birlikte toplanmamızın en önemli sebeplerinden biridir. Burası sıradan bir eser ya da basit bir bina değil; Yıldız Sarayı, 200 yıllık tarihiyle Osmanlı’nın en acı dolu yıllarına gözler önüne sermiştir,” dedi.
Erdoğan, Yıldız Sarayı’nın Sultan II. Abdülhamid ile adeta özdeş olduğunu belirtti. Ayrıca, “Saray geçmişi Sultan III. Selim’in 1805’te Mihrişah Valide Sultan için yaptırdığı kısmi yapıya dayanmaktadır. Bu yapıdan bugüne sadece iç bahçedeki çeşme kalmıştır. II. Mahmud da bu yeri yeni ordunun askerlerinin tatbikatlarını izlemek için kullanmıştır. Ancak Yıldız Sarayı’nın gerçek niteliğini veren II. Abdülhamid Han’dır. Kısa bir süre tahta çıktıktan sonra, Sultan Abdülhamit, personeli ve hürremi’nin Dolmabahçe Sarayı’ndan Yıldız’a taşınmasıyla birlikte, burası artık kasır olarak adlandırılmamış, Yıldız Sarayı adını almıştır. Necip Fazıl’ın 36 Türk hükümdarı arasında belki de en büyük olarak tanımladığı Sultan II. Abdülhamid, 33 yıl boyunca bu sarayda hüküm sürdü. Yıldız Sarayı, Osmanlı’nın en tehlikeli 33 yılına tanıklık etti ve Devlet-i Aliyye’ye yönelik yıkma girişimlerine karşı direnen bir sembol haline geldi,” dedi.