Şerif Gören, Türk sinemasının önemli isimlerinden biri olarak filmlerine 1963 yılında Lale ve Erman Film stüdyolarında kurgucu olarak başladı. Bu dönemde Yılmaz Güney’e yönetmen yardımcılığı yaparak Koreli Mehmet, Piyade Osman, Vurguncular ve İbret gibi projelere imza attı. Gören’in ismi, Güney’in çektiği Cesur ve Çirkin ile İbret filmlerinde jenerikte yer aldı.
Yılmaz Güney’in tutuklanmasının ardından, Gören, Güney’in yarım bıraktığı Endişe (1974) filmini tamamlamakla başladığı dönem, onun kariyerinde bir dönüm noktası oldu. Bu filmde, pamuk toplayan ırgatların zorlu gündelik yaşamlarını gerçekçi bir anlatımla yansıttı. Ardından 1981 yılında Anadolu Filmcilik adlı şirketini kurarak yönetmenlik ve yapımcılığa adım attı.
Yılmaz Güney’in senaryosunu yazdığı Yol (1981) adlı filmi ile Gören, Türk sinemasının başyapıtlarından birini meydana getirdi. Bu film, uluslararası düzeyde büyük başarı kazanarak 35. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye Ödülü’nü kazanarak Costa Gavras’ın Missing (Kayıp) filmiyle paylaştı. Böylece, Metin Erksan’ın Susuz Yaz filminden sonra Türk sinemasına kazandırılan en büyük uluslararası ödülün sahibi oldu.
Gören, toplumsal temalarda eserler vermek arzusunda olmasına rağmen, dönemin koşulları nedeniyle Köprü, Deprem, İki Arkadaş, Nehir ve Derdim Dünyadan Büyük gibi ticari yapımlar da gerçekleştirdi. Endişe filminden sonra yapmış olduğu Almanya Acı Vatan ise işçilerin ailelerinin parçalanmasını ve dış göç olgusunu işleyen farklı bir sosyal dram oldu.
YOL’UN ULUSLARARASI BAŞARISI
Şerif Gören’in ikinci dönemi, Yol (1981) filmiyle başladı. Yol’dan sonra Osman Şahin’in öykülerinden uyarladığı Tomruk adlı filmde insan-doğa ilişkisinin derinliklerine yöneldi. Zorlu çekim koşullarına rağmen, insanların gerilim dolu yaşam mücadelesini yansıttı. Daha sonra Güneşin Tutulduğu Gün adlı çalışması kadın ve kadın cinselliği üzerine dikkat çekti.
1985 yılında kırsalda geçen üç film çeken Gören, bunlardan Kan filminde kan davası temasını ele aldı. Osman Şahin’den uyarladığı Kurbağalar filminde köylü kadınların cinselliğe bakış açısını belgesele yakın bir şekilde irdeledi. Kırsal temalı üçlemesinin ardından kente odaklanan Sen Türkülerini Söyle ve Sen de Yüreğinde Sevgiye Yer Aç filmleri 12 Eylül dönemine ait çalışmalar oldu. On Kadın da kadınların sosyal konumunu sorgulayan bir yapımdı.
Beyoğlu’nun tarihi ve güncel durumu üzerine Beyoğlu’nun Arka Yakası ile sade ama etkileyici bir bakış sundu. Polizei filmi ise Türkiye’den Almanya’ya giden bir işadamının kültür çatışmasını işlerken, komedi unsurları ile Amerikan yaşam biçimini eleştiren bir anlatı sundu.
Şerif Gören, Endişe ve Yol gibi önemli eserleriyle Türk sinemasına sanatsal ve kültürel açıdan büyük katkılar sağladı. Her dönemde kendini yenileyen Gören, kurgucu olarak akıcı ve tempolu bir anlatım tarzı benimsedi. İçerik ve görsel açıdan cesur yap