FETÖ’nün Siyasi Ayağı Kimler? Maskeleri Ne Zaman Düşecek?
ANALİZ / HABER
Görünenin Arkasındaki Asıl Hikâye
Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi boyunca tarikatlar, cemaatler ve dini yapılar her zaman devletle gölge ilişkiler içinde varlıklarını sürdürdü. Ancak içlerinden biri, Fethullah Gülen liderliğindeki yapı, devletin tüm kılcal damarlarına sızarak adeta paralel bir iktidar kurdu. Bu yapı bir gün “hizmet hareketi” olarak övülürken, ertesi gün “FETÖ” diye damgalandı. Peki gerçek neydi? En önemlisi şu: Bu yapının yükselişinde kimler rol aldı, kimler hâlâ hesap vermedi?
Yıllarca Kurulan Ortaklık: Kim Kimi Yükseltti?
AKP iktidarı, özellikle 2002’den sonra Fethullah Gülen cemaatinin önünü sonuna kadar açtı. Devlet kadroları, emniyet, yargı, eğitim ve medya cemaatin adamlarıyla donatıldı. Erdoğan, Gülen için yıllarca “alim”, “efendi hazretleri” gibi ifadeler kullandı. Ne istedilerse verildi, çünkü iktidar ile cemaat kol kola yürüyordu. Bu birliktelik yalnızca güç paylaşımı değil, aynı zamanda çıkar ortaklığıydı.
“Ne istediniz de vermedik” İtirafı: Tarihe Not Düşüldü
Recep Tayyip Erdoğan’ın kendi ağzından çıkan “Ne istediniz de vermedik?” sözü, bu ilişkinin itirafı olarak hafızalara kazındı. Bu söz bile tek başına, cemaatin devlet içinde nasıl palazlandığını ve kimler tarafından desteklendiğini açıkça gösteriyor.
Kavganın Başladığı Yer: 17-25 Aralık ve 15 Temmuz
İlişkiler bozulduğunda önce 17-25 Aralık 2013’teki yolsuzluk soruşturmaları geldi. Ardından 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimiyle tüm ipler koptu. Cemaat bir anda “terör örgütü” ilan edildi. Ancak şu sorunun cevabı hâlâ verilmiş değil:
Bu kadar büyük bir yapılanma yıllarca nasıl göz göre göre devletin her noktasına yerleştirildi?
️ Siyasi Ayak Nerede? Gerçek Sorumlular Neden Yargılanmıyor?
Binlerce öğretmen, memur, polis, akademisyen “FETÖ’yle iltisaklı” gerekçesiyle işten atıldı ya da tutuklandı. Ama bu yapının en tepe noktalarında yer alan, onunla aynı sofrada oturan, aynı stratejileri paylaşan siyasetçiler hâlâ görevde. Arşivler, videolar, konuşmalar yalan söylemiyor.
Bugün hâlâ devletin çeşitli kademelerinde, özellikle bürokrasi ve yargı içinde cemaatle geçmişte içli dışlı olmuş ama “yolunu değiştirmiş” görünen isimler bulunuyor.
Gülen’in Ölümü, Kapanan Dosyalar ve Gömülen Sırlar
Fethullah Gülen’in yakın zamanda hayatını kaybetmesiyle, bu yapının birçok sırrı da onunla birlikte toprağa karıştı. Artık o konuşamayacak. Ancak geçmişte onunla kol kola yürüyenler hâlâ halkın gözünün içine baka baka “Bizim onunla işimiz olmadı” diyebiliyor.
Oysa ki belgeler, görüntüler ve tanıklıklar aksini söylüyor.
Maskeler Düşecek: Tarih Sessiz Kalmaz
Bugün iktidarda olan birçok isim, geçmişte Gülen yapısıyla aynı masadaydı. Aynı çıkar çarkının içinde döndüler. Şimdi ise o günleri yok sayarak kendilerini aklamaya çalışıyorlar. Ama tarih susmaz. Tarih bekler, biriktirir, zamanı geldiğinde konuşur.
“FETÖ ile mücadele” adı altında sürdürülen kampanya, sadece alt kadroları tasfiye etmekle yetindi. Oysa gerçek mücadele, bu yapıyı büyüten siyasilerle yüzleşmeyi gerektirir.
✍️ Son Söz: Gerçek Adalet Maskeleri İndirir
Bu ülkede adalet yerini bulacaksa, sadece taşeronlar değil, asıl organizatörler de hesap verecek. Bir gün gelecek, maskeler düşecek. Bugün suçsuz gibi görünen birçok isim, tarihin karşısında hesap vermek zorunda kalacak.
Ve o zaman, bu millet kimin gerçekten “hizmet”, kimin “ihanet” içinde olduğunu daha iyi anlayacak.


